Nesli Tehlike Altındaki Balıklar ve İstilacı Türler İnceleniyor
Ülkemizde deniz ve tatlısu balıklarına ilişkin yürütülen mevzuat çalışmalarına ve bu konuda üretilecek milli politikaların belirlenmesine kaynak yaratacak, nesli tehlike altındaki türlerin ve istilacı türlerin uluslararası kriterlere göre statülerinin belirlenmesi amacıyla, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından kurulan, Türkiye’de konunun uzmanı seçkin bilim adamlarının ve bakanlık uzmanlarından oluşan komisyon, çalışmalarına tüm hızıyla devam ediyor.
Düzce Üniversitesi’nden; Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Deniz Yağlıoğlu’nun ‘Deniz Balıkları Uzmanı’ ve Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şerife Gülsün Kırankaya’nın ‘İç Su Balıkları Uzmanı’ olarak katıldığı komisyon toplantısı, Antalya’da gerçekleştirildi.
Konuyla ilgili görüşlerini dile getiren Düzce Üniversitesi Biyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Deniz Yağlıoğlu; “Bakanlığımızın hem ekonomik, hem de sosyal anlamda her geçen gün artan ivmeyle farklı sorunlarla karşımıza geleceği kaçınılmaz olan istilacı ve nesli tehdit altındaki türlerimizin bilinmesi ve bu anlamda üretilecek politikalara kaynak oluşturmayı önemli önceliklerimizden görmesinin mutluluğu ve bu seçkin komisyonun bir parçası olmanın gururu içerisindeyiz.’’ ifadelerini kullandı.
Açıklamalarına devam eden Düzce Üniversitesi öğretim üyesi “Ülkemiz biyolojik çeşitliliğine devletimizin vermiş olduğu önemin bir göstergesi olan bu komisyonun, her bir tür için ortaya koyacağı bilimsel değerlendirmeler, literatürde şimdiye kadar yapılmış en kapsamlı çalışma olarak yerini alacak ve dünyada bu konuda yapılacak çalışmalara paha biçilemez bir kaynak sunacaktır. Bu komisyonun kurulmasında ve çalışmalarda emeği geçenlere sonsuz şükranlarımı sunarım.” dedi.
Tüm dünyada zorlukları bilinen balıkçılık yönetimi için, planlamalara bilimsel bakış açısı ile yaklaşmanın kaçınılmaz olduğuna, bu konuda ekonomik ve sosyal kaygıların uzun vadede daha büyük sorunlar doğurabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Deniz Yağlıoğlu, “Ekosistem temelli balıkçılık yönetimi uygulamalarının benimsenmesi ve koruma alanlarının sayısının artırılması önemlidir. Gerek vatandaşlarımıza, gerekse balıkçılarımıza doğaya hak ettiği saygıyı gösterdiklerinde, karşılığını zamanla misliyle alacaklarını anlatmamız gerekiyor. Özellikle çalışmalarımı sürdürdüğüm Karadeniz sahillerimizde, biyolojik çeşitlilik son yıllarda çok aktif değişimler göstermekte. Yeni balık türlerinin göçlerine ve yüzyıllardır bu denizde yaşamını sürdüren balıklarımızın yok olduğuna tanıklık ettiğimiz yılları yaşıyoruz. Bu konuda hepimizin tarihe karşı sorumlulukları olduğunu unutmamamız gerekiyor. Tarım ve Orman Bakanlığımız ile Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğümüze, tarihe karşı bu önemli sorumluluklarımız ve görevimizin gereği olarak bizlere bu ortamı sundukları için teşekkürlerimizi sunarız.” diyerek açıklamalarını sonlandırdı.