Engelli ailelerinin desteğe ihtiyacı var


Aile Danışmanı, Sosyal Hizmet Uzmanı ve Sosyolog Ümmü Çelik, işitme engelli, otistik
engelli ve ağır engelli bireylerin ailelerine yönelik danışmanlık hizmeti veriyor. Çelik işitme
engelli bireylere öğrenci koçluğu da yaparak; onları işaret dili ile üniversite sınavına
hazırlıyor, sosyal becerilerini geliştiriyor.
Üniversitede Sosyal Hizmet Uzmanlığı okurken gerekli olabilir diye işaret dili öğrenen Ümmü Çelik, 10
yıldır işitme engellilere yönelik eğitim; işitme engelli, otistik engelli ve ağır engelli bireylerin ailelerine
yönelik de aile danışmanlığı hizmeti veriyor.
Sosyal hizmet uzmanlığının yanı sıra Sosyoloji bölümünü de bitiren Ümmü Çelik, Diyanet İşleri
Başkanlığı çatısında işitme engellilere 9 yıl Kur’an kursu ve din bilgisi eğitimi verdikten sonra bu
alanda önemli bir deneyim kazandığını, bu dönemde işitme engelliler ve ailelerinin duygu dünyasına
girip onları yakından tanıdığını ve ihtiyaçlarını çok iyi gördüğünü ifade etti.
Daha sonra Özel Eğitim Merkezinde otistik engelli ve ağır engelli ailelerine aile danışmanlığı yaptığını
kaydeden Ümmü Çelik, bu grupta bakıcı konumundaki aile bireylerinin ciddi desteğe ihtiyacı
olduğunu ifade etti.
Ümmü Çelik işitme engelli bireyin olduğu ailelerde yaşanan iletişim problemleri ile ilgili şunları
söyledi:

 


İşitme engelli ailelerde yaşanan sorunlar
“İşitme engellide mağdurun, desteğe ihtiyacı olan kişinin engellinin kendisi olduğunu görüyoruz.
Fakat ailenin tamamı işitme engelli ise başka bir boyutta ihtiyaç doğuyor. Çocuk işitme engelli, anne
baba sağlıklı ise burada da işitme engelli ile ailedeki diğer kişiler arasında ayrışma oluyor, engelli birey
mağdur oluyor. Anne baba işitme engelli, çocuk sağlıklı ise yine orada bir kopuş oluyor. Bu kez anne-
baba çocukla irtibat kuramıyorlar. Bebekken çocuğun ağlamasını duyamıyorlar, uyandığını fark
edemiyorlar. Bu nedenle okul çağına gelene kadar çocukla babaanne, anneanne, teyze, hala, dede
gibi bir başka aile bireyi ilgileniyor. Evde bakma imkanı yoksa, çocuk bakıcı durumundaki akrabasının
evine gittiğinden anne babanın sevgisinden mahrum kalıyor. Bu en son isteyeceğimiz şeylerden birisi.
Çocuk duygusal yoksunluk yaşıyor. Anne tabii ki yanına gidip geliyor, seviyor ama yanında olması ile
aynı şey değil. Çocuğu kontrol edebilecek sağlıklı bir bireye ihtiyaç var. Her şekilde bir mağduriyet
yaşanıyor.

 


Ağır engellilerin ve Otistik engelli ailelerin problemleri
Zihinsel engelli ya da ağır engelli çocuğa sahip olan ailede de mağdur maalesef bakıcı konumundaki
aile bireyi oluyor. Bu da anne, baba veya anne baba yoksa diğer aile büyükleri dede, nine oluyor.
Onlara aile danışmanlığı hizmeti veriyorum. Çocukla nasıl irtibatta kalabileceği, nasıl sağlıklı iletişim
kuracağı, bakım yaparken kendini nasıl diri tutacağı konusunda yardımcı oluyorum. Kendilerini
güçlendirmeleri ve bu durumdan mümkün olduğunca az olumsuz etkilenmeleri adına çalışmalar
yapıyorum.
En çok üzüldükleri yalnız bırakılmak

En çok üzüldükleri nokta yalnız olmak. Diğer aile fertleriyle yeterli etkileşimde bulunamıyorlar.
Akrabalardan soyutlanabilme durumları var. Ailenin diğer bireyleriyle kısıtlı zaman geçiriyor. Ayrıca
bakıcı kendisine özel zaman ayıramıyor. Lavabo, banyo gibi ihtiyaçlarını bile apar topar yapıyorlar.
Yükünü hafifletmek adına diğer aile bireylerinin; haftada 2 gün, birer saat engelli bireyin bakımını
üstlenmesi, ihtiyacını karşılaması gerekiyor. Birinci derece akraba diğer aile fertlerinin varlığına ihtiyaç
var. Sadece tek başına yürümek bile ona iyi geliyor. Bakan kişinin dinlenmeye, ilgilenilmeye ihtiyacı
var. Örneğin faturası ödenebilir, alışverişi yapılabilir. Ya onun yerine bunları yapmak ya da kendi işini
görüp gelmesi için ona zaman temin etmek yani engellinin bakımını bir süreliğine üstlenmek
gerekiyor. Anlaşılmadığını düşünmesi içten içe kırılmalarına sebep oluyor. Küsüp içlerine kapanıyorlar.
Engelli ailenin evdeki sağlıklı bireyleri ile ilgili farkındalığının oluşması gerekiyor.
Engelli ailede sağlıklı çocuğun durumu
Engelli birey olan evlerde sağlıklı çocuk erken büyümek zorunda kalıyor. Kendi başına olgunlaşıyor
zorunda. Maalesef o da mağdur oluyor. Ağabey engelliyse küçük kardeş kendi başına büyümeye
çalışırmış gibi oluyor. Onun da engelli çocuk kadar ihtiyacı var. Duygusal gelişiminin aşamalarını
sağlıklı bir şekilde tamamlaması gerekiyor. İhtiyaçlarını tam alamadan 1-2-3-4 yaşındaki aşamaları tek
başına aşmak zorunda kalıyor. Bu nedenle ya hırçın ve agresif bir kişilik olarak karşımıza çıkıyor, ya da
sessiz fedakar bir birey oluyor. Kendine fedakar bir kimlik oluşturuyor.
Öğrenci koçluğu, duygusal yoksunluğu yaşayan çocukların agresifliğini düzeltmek. Aile ile de çocukla
ayrı çalışıyoruz. Anne-baba ve çocuk arasında dengeyi sağlamaya çalışıyoruz.
İşitme engelliler için işaret dili ile üniversiteye hazırlık
Daha önce Diyanet çatısı altında işitme engellilere Kuran kursu ve dini bilgiler veren, onların sosyal
becerilerini geliştiren Ümmü Çelik, şimdi kendi ofisinde işitme engelli öğrencilere yaşam koçluğu ve
öğrenci koçluğu yapıyor. Onları işaret dili ile üniversite sınavına hazırlıyor.
Ümmü Çelik, işitme engelli çocuklar arasında önü açık ve akademik kariyer yapabilecek yetenekte
çocuklar olduğunu ifade ederek, fırsat verildiğinde başarılı olduklarını söyledi.
İşitme engelli eğer doğuştan işitme engelli ise ses bilgisi olmadığı ve okuduğunu anlamlandıramadığı
için tek başına ders çalışmasının veya üniversiteye hazırlanmasının mümkün olmadığını kaydeden
Çelik, “İşitme engellilerin kavram karşılığı şeması oluşmuyor. Okuyamıyor, okuduğunu
anlamlandıramıyor. Bu nedenle ancak işaret dili ile öğrenebilirler. Bu nedenle işitme engelli
öğrencilere derslerini işaret dili ile aktarıyorum. Ayrıca sınav kaygılarını aşağı çekmeye yönelik
çalışmalar yapıyorum. Hem akademik destek oluyorum hem de günlük yaşam becerilerini
geliştirmeye çalışıyorum. Anne-babalarıyla olan sevgi bağını güçlendirmelerini ve sağlıklı iletişimini
kurmalarını sağlıyorum. Ayrıca isteyen işitme engelli bireylere dini bilgi aktarımı yapıyorum. Temel
dini bilgilerin yanı sıra; iyi insan nasıl olunur? İyi Müslüman nasıl olunur? İyi arkadaş, iyi evlat nasıl
olunur? Bu bilgileri veriyorum.”
Onlar da beyaz yakalı olmak istiyor
İşitme engellilerin “Sizden bir şey olmaz” yaklaşımını hak etmediğini vurgulayan Ümmü Çelik, işitme
engelli çocuk ve gençlerin sadece sportif yönleri ve yeteneklerinin ön plana çıkarılmaya çalışıldığını
dile getirdi. Çelik, “Tabii ki onlar da önemli ama akademik olarak ilerlemek isteyenler de var. Onlar da

beyaz yakalı olmak istiyorlar. Çocuklar yapabilirliğine göre yönlendirilebilir. Eskişehir’de işitme
engelliler için bir meslek yüksekokulu var. Daha başka üniversite bölümleri de açılabilir. Hayat
yolculuklarında, yol haritalarında; yönelimlerine, becerilerine göre yönlendirilebilirler.”
Aile ve çiftlere danışmanlık
Aile Danışmanı, Sosyal Hizmet Uzmanı ve Sosyolog Ümmü Çelik, engelli ve ailelerinin dünyasını
yakından bilmesine karşın sadece onlarla çalışmıyor. Bireylere ve çiftlere ofisinde aile danışmanlığı
hizmeti veriyor. Ümmü Çelik özellikle iletişim problemi yaşayan çiftlerle, duygusal yoksunluk yaşayan
ve hayatta bir şeylerin yolunda gitmediğini düşünen bireylerle çalışmalar yapıyor.