Riskli Gruplar İçin Aşı Halen Gerekli Olduğu Uyarısı Yapıldı
Tıp Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Dilek Yekenkurul, son zamanlarda artan gribal enfeksiyonlarla ilgili bilgilendirmede bulundu.
Sağlık
Yayın: 11 Ocak 2023 - Çarşamba - Güncelleme: 11.01.2023 20:06:00
Editör -
Haber Merkezi
Okuma Süresi: 5 dk.
Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Dilek Yekenkurul, son zamanlarda artan gribal enfeksiyonlarla ilgili bilgilendirmede bulundu.
Gribi, influenza virüsünün neden olduğu bir solunum yolu enfeksiyonu olarak tanımlayan Dr. Öğr. Üyesi Dilek Yekenkurul, boğaz, burun ve bazen akciğerlere yerleşip enfeksiyona neden olabildiğine dikkat çekti.
“Solunum Sistemini Etkileyen Virüsler Görüyoruz”
Son günlerde grip enfeksiyonunun yaygın olarak görüldüğünü ifade eden Düzce Üniversitesi öğretim üyesi, “Kış mevsiminde; açık alanların tercih edilmemesi, soğuk havada burun epitelinde virüslerin hızlı çoğalması, kapalı ve kalabalık ortamlarda sık bulunma, güneş ışınlarının azalması, odaların sık sık havalandırılmaması gibi nedenlerle sıklıkla RSV (Respiratuar Sinsityal Virus) ve influenza gibi solunum sistemini etkileyen virüsleri görüyoruz.” dedi.
Son dönemde tespit edilmiş yeni bir virüs olmadığına işaret eden Dr. Öğr. Üyesi Yekenkurul, “Pandemi döneminde ayrı yaşadığımız için grip gibi viral enfeksiyonları çok görmedik, bu yüzden vücudumuz alışık olmadığımız bir virüs gibi tepki verebilir ve ağır atlatabiliriz. Ayrıca grip dışında nezle yapan diğer virüsleri de veya COVID-19 enfeksiyonunu da görebiliyoruz, hatta birlikte enfekte edebiliyor, böyle bir durumda ağır semptomlar oluşabilir.” diye konuştu.
COVID-19’un viral bir hastalık olduğunu ve grip ile benzer semptomlar gösterdiğini belirten Yekenkurul, “Bu sebeple sadece bulgulara göre tanı koymak zordur. Aile hekimi, göğüs hastalıkları uzmanı veya enfeksiyon hastalıkları uzmanı gibi konuyla ilgili bir hekime başvurmak gerekir.” şeklinde konuştu.
“Her Yıl Dünyada Yaklaşık 500 Bin Kişinin Ölümüne Yol Açan Bir Hastalık”
Gribin, sıklıkla görülen, ara ara salgınlarla giden ve her yıl dünyada yaklaşık 500 bin kişinin ölümüne yol açan bir hastalık olduğunu ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Dilek Yekenkurul, “İnfluenza virüsü, normalde bağışıklık sistemi tarafından kontrol altına alınır, ancak özellikle kronik hastalıkları olan veya bağışıklık sistemi düşük olan hastalarda ağır enfeksiyonlara, hatta ölümlere sebep olabilen bir virüstür. Bağışıklık sistemi normal olan veya risk faktörü olmayan insanlarda tehlikeli olmayan bir hastalıktır. Baş ağrısı, ateş, kas-eklem ağrısı, öksürük gibi bulgular görülebilir. Beş yaş altı veya 65 yaş üstü kişiler, gebeler, böbrek, kalp, akciğer, karaciğer hastalığı veya diyabet gibi kronik hastalığı olanlar, immün sistemi zayıflatan kronik hastalığı olanlar risk altındadır. Grip diğer bazı hastalıklarla karışabileceği için tanının bir hekim tarafından konulması gerekir, bu yüzden grip semptomları olan herkes hekime başvurmalıdır. Özellikle risk faktörü olan kişiler veya düşmeyen ateş, nefes darlığı, bilinç bozukluğu, düşkünlük, iyileşememe gibi durumlarda acil olarak başvurulmalıdır.” dedi.
“Riskli Grupların Mutlaka Aşı Yaptırması Gerekir”
“Grip, aşısı olan bir hastalıktır.” diyen Düzce Üniversitesi öğretim üyesi, en güzel korunma yolunun aşı yaptırmak olduğunu vurguladı. Grip bulguları olan kişilerin ve etrafındakilerin maske takması, ayrıca el hijyenine dikkat etmesinin de önemli olduğunu sözlerine ekledi.
Grip aşısının koruyuculuk seviyesinin yüksek olduğunu söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Yekenkurul, “Bu yüzden riskli grupların mutlaka aşı yaptırması gerekir. Yıllarca süren kalıcı bağışıklık sağlamaması sebebiyle yıllık uygulanmalıdır. Gebeliğin ilk aylarında olmasa da ilerleyen aylarda veya gebelik öncesi aşı yapılması önerilir.” ifadelerini kullandı.
‘Pandemi Yapmaz’ Diyemeyiz!
Gribin bazı gruplarda ölümcül olma durumunun yeni bir bilgi olmadığının altını çizen Dr. Öğr. Üyesi Dilek Yekenkurul, “Ancak son yıllarda viral enfeksiyonlarda ‘pandemi yaşanır mı’ korkusu oluştu. Hatta daha önceki yıllarda influenzaya bağlı pandemiler de yaşadık. Bu yüzden ‘pandemi yapmaz’ diyemeyiz, fakat etkili bir aşısı olması sebebiyle tedbir alabiliriz. Eylül-Ekim döneminden itibaren özellikle riskli gruptaysak aşımızı olmalıyız.” şeklinde açıklamalarını tamamladı.
Yorumlar (0)
İlginizi Çekebilir