“Sessiz Katile” Teslim Olmayın!
Dr. Öğr. Üyesi Erdinç Şengüldür, sessiz katil olarak adlandırılan karbonmonoksit zehirlenmelerine dikkat çekti.
Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Erdinç Şengüldür, sessiz katil olarak adlandırılan karbonmonoksit zehirlenmelerine dikkat çekti. Karbonmonoksit zehirlenmelerine karşı alınacak önlemler ve zehirlenme durumunda yapılması gerekenler hakkında önemli bilgiler paylaştı.
Karbonmonoksit zehirlenmesinin karbon temelli yapıların tam olmayan yanması sonucu oluşan renksiz ve kokusuz bir gaz olan karbonmonoksitin solunması sonucu ortaya çıktığını ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Erdinç Şengüldür, “Karbonmonoksit, vücuda oksijen taşımakla görevli olan alyuvar hücrelerine oksijenden çok daha yüksek bir güçle bağlanır ve alyuvarların oksijen taşıma ve dokulara bırakma yeteneğini bozar. Oksijensiz kalan doku ve organlarda hücre ölümleri gerçekleşir. Maruziyetin şiddetine göre geri dönüşümü olmayan ve hayati tehdit oluşturabilecek tablolar gelişebilir. Karbonmonoksitin vücutta pıhtılaşmayı artırıcı etkisi de mevcuttur. Karbonmonoksit ile zehirlenen hastalarda kan pıhtılarının çeşitli dokuların dolaşımını bozması sonucu gelişebilen inme, kalp krizi ve akciğer embolisi gibi hastalıkların riski de artmaktadır.” dedi.
Zehirlenmelere Çoğunlukla Soba, Şömine ve Propanlı Isıtıcı Gibi Kaynaklar Yol Açıyor
Isınmak amacıyla kullanılan soba, şömine ve propanlı ısıtıcı gibi kaynakların çoğu kez zehirlenmeye yol açtığını dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Şengüldür, bunların dışında arabaların egzoz gazları, elektrik üretmek için kullanılan jeneratörler ve kapalı alanda çalıştırılan çeşitli motorların da karbonmonoksit zehirlenmelerine neden olabildiğini belirtti. Kapalı alanda yoğun sigara ve nargile dumanına maruz kalan kişilerde de karbonmonoksit zehirlenmesi gelişebileceğine işaret eden Şengüldür, “ Yangınlar da karbonmonoksit zehirlenmeleri için önemli bir nedendir, yangından kurtarılan kazazedeler karbonmonoksit zehirlenmesi açısından değerlendirilirler.” diye konuştu.
Kış Aylarında Artış Gösteriyor
Karbonmonoksit zehirlenmelerinin ısınma ihtiyacının arttığı kış mevsiminde artış gösterdiğine dikkat çeken Düzce Üniversitesi öğretim üyesi, “Rüzgarlı havalarda yanma sonucu ortaya çıkan gazların baca yoluyla tahliyesi yeterli olamayabilmekte, soba tütmesi diye tabir edilen olaylar sonucunda karbonmonoksit zehirlenmeleri gelişebilmektedir. Bakımı yapılmayan baca tertibatları da risk oluşturmaktadır.” ifadelerini kullandı.
Duman maruziyeti sonrası gelişen baş ağrısı, baş dönmesi, halsizlik gibi şikayetler görüldüğünü ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Erdinç Şengüldür, “Karbonmonoksit zehirlenmesini ön planda düşündürmeyen grip benzeri şikayetler, karbonmonoksite maruz kalan kişilerde ortaya çıkabilir. Özellikle kış aylarında, sobalı bir evde yaşadığını ifade eden kişiler benzer şikayetlerle başvurduğunda karbonmonoksit zehirlenmeleri hekim arkadaşlarımızın ön planda düşündüğü tanılardan olmaktadır. Daha spesifik bir bulgu olarak kiraz kırmızısı cilt az sayıda hastada görülebilir. Maruziyet miktarı yüksek hastalarda göğüs ağrısı, kalp ritminde bozulmalar, solunum güçlüğü görülebilecek belirtilerdir.” dedi.
“Klinik Durumu Kötü Olan Hastalar Tedavi Edilmedikleri Takdirde Dakikalar İçinde Vefat Edebilirler”
“Karbonmonoksit zehirlenmeleri hayati tehlike oluşturan ciddi tablolardır.” diyen Acil Tıp Uzmanı Dr. Şengüldür, “Duman maruziyeti fazla olan ve klinik durumu kötü olan hastalar tedavi edilmedikleri takdirde dakikalar içinde vefat edebilirler. Maruziyet sonrası baş ağrısı, kırgınlık gibi hafif şikayetleri olan hastalar da muhakkak hastaneye başvurmalı ve gerekli tetkikleri yapılmalıdır. Başlangıçta hafif semptomları olan hastalarda bile ilerleyen saatlerde karbonmonoksit zehirlenmesine bağlı kalp krizi, inme ve akciğer embolileri gelişebildiği unutulmamalıdır.” diyerek açıklamalarına devam etti.
İlk Yardım Nasıl Olmalıdır?
Karbonmonoksit zehirlenmelerinde ilk yardım hakkında da bilgiler paylaşan Dr. Öğr. Üyesi Şengüldür, “İlk olarak kalp atımı, solunum ve havayolu kontrol edilir, sonrasında hasta ivedilikle maruziyetin yaşandığı alandan uzaklaştırılmalıdır. Sağlık personelleri hastaya müdahale ederken kendilerinin de karbonmonoksite maruz kaldıklarını unutmamalı ve hızlıca hasta ile birlikte olay yerini terk etmelidir. Solunum ve dolaşımı olan hastalar daha ambulansta iken yüzde 100 oksijen ile solutulmaya başlanmalıdır. Hastanın yanında onunla beraber karbonmonoksite maruz kalan yakınları da muhakkak değerlendirilmeli, hafif ve silik semptomları olsa bile acil servise ulaştırılmalıdır.” şeklinde konuştu.
Karbonmonoksit zehirlenmesinde uygulanan tedavi yöntemini aktaran Düzce Üniversitesi öğretim üyesi, “Karbonmonoksit, alyuvarlar hücrelerinde bulunan ve oksijen taşıma işleminde görevli hemoglobin diye adlandırılan yapılara güçlü şekilde bağlanır ve karboksihemoglobin yapısını oluşturur. Karboksihemoglobin düzeyi normal insanlarda yüzde 3’ün altında bulunur. Zehirlenme bulguları ile gelen ve karboksihemoglobin düzeyi yüksek olan hastalar yüzde 100 oksijen ile solutma tedavisi başlanır. Yüzde 100 oksijen tedavisi hastanın semptomları düzelene kadar ve en az 4 saat olacak şekilde verilir. Karboksihemoglobin düzeyi yüzde 25 in üzerinde olan hastalarda, yüzde 15 in üzerinde olup gebe olan hastalarda, ciddi asidozu olan hastalarda ve organ hasarı gelişen kişilerde hiperbarik oksijen tedavisi gereklidir. Hiperbarik oksijen tedavisi özel olarak hazırlanmış oda büyüklüğünde cihazlarla, hastaları yüksek basınç altında oksijen solutarak uygulanır. Ağır zehirlenme tablolarında hiperbarik oksijen tedavisinin birkaç kez tekrarlanması, hastanın günlerce hastanede kalması gerekebilir.” ifadelerine yer verdi.
Baca Temizliği İhmal Edilmemeli
Karbonmonoksit zehirlenmelerini önlemek için soba ile ısınan vatandaşlarımızın baca temizliklerini ihmal etmemesi gerektiğinin altını çizen Şengüldür, “Kombi, şofben gibi cihazların da baca tertibatlarının bakımı düzenli olarak yapılmalıdır. Özellikle rüzgarlı havalarda soba tütmesi olaylarının arttığı bilinmeli, soba söndürülmeden sobanın bulunduğu odada uyunmamalıdır. Duman dedektörü olarak bilinen karbonmoboksite duyarlı cihazların evlerde bulundurulması faydalı olacaktır. Mangal, maltız, semaver gibi eşyaların hava sirkülasyonu yeterli olmayan alanlarda kullanılmasından kaçınılmalıdır. Jeneratör cihazları kapalı alanlar içerisinde kurulmamalıdır. Motorlu taşıtlar kapalı garajlar içerisinde çalışır halde bırakılmamalıdır.” diye konuştu.
“Karbonmonoksit ile Zehirlenen Vatandaşlarımız Bana Bir Şey Olmaz Diye Düşünmemeli”
Karbonmonoksit zehirlenmelerinin, kapalı alanda yakılan ilk ateşle insan hayatına girmiş tarihi medeniyet kadar eski olgu olduğuna dikkat çeken Düzce Üniversitesi öğretim üyesi, “Ülkemizin bilim teknoloji ve sağlık hizmetleri alanında ulaştığı noktadan baktığımızda, artık hiçbir vatandaşımızı karbonmonoksit zehirlenmesi nedeniyle kaybetmememiz gerekir. Vatandaşlarımızın gerekli önlemleri alma konusunda bilinçlendirilmesi karbonmonoksit maruziyetlerini azaltacaktır. Karbonmonoksit ile zehirlenen vatandaşlarımız bana bir şey olmaz diye düşünmemeli, hafif semptomları olsa bile muhakkak hızlıca hastanelerimize başvurmalıdırlar. Vatandaşlarımız karbonmonoksit zehirlenmeleri konusunda sorumluluk almalı, önlem almalı ve zehirlenmeyi ciddiye almalıdır. Bizlere ihtiyaçları olduğunda, ülkemizin tüm acil servislerinde 7/24 onları bekliyor olacağız.” şeklinde açıklamasını sonlandırdı.