Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Sitenin sağında bir giydirme reklam
Alev İŞLER
Köşe Yazarı
Alev İŞLER
 

BARBUNYA FASULYE NEDEN PAHALI ?

Barbunya pilakiyi çok severim. Annem, barbunya fasulyesi al da sana yapayım, deyince, durur muyum, hemen koştum markete, fotoğrafta gördüğünüz fasulyeyi aldım. Aldım almasına da, bir parçam orada kaldı. 1 kilogram barbunya 72 tl idi. 30 lira, 40 lira falan değil, tamı tamına 72 Türk lirası!   Üstelik pahalılığın baş nedeni olan üç harfli zincir marketlerden biri de değildi. Bizim Düzce’nin bilinen yerel marketlerinden biriydi. Saydım, altı harfi vardı. Bu durum kafamı hayli karıştırdı. “Üç harfli zincir marketler ucuzlukçu marketler olarak bilinir, neden fahiş fiyatların nedeni olsun?”, “Şimdi de gittiğimizde yine en ucuz fiyatlarda ürünleri orada buluyoruz, nasıl oluyor da pahalılığı yaratmış oluyorlar?” gibi nifak sokucu, kafa karıştırıcı sorulara direndim. Bugüne kadar böyle bozguncu sorular sormadan başımızdakiler ne demişse sorgusuz sualsiz inandım. Özellikle iktidarın en önemli ortağının başının, “bunların hepsi fetöcü” lafından sonra ürünlerini evimin yakınından bile geçirmedim.   Ama şimdi başka bir markette bu fiyata fasulye olunca kafam karıştı. Acaba barbunya fasulyesinin pahalı olmasının nedeni başka olabilir mi, diye istemeden kendime sordum. (İnanın içimden sordum, hatta sadece içime sordum, kimseye yüksek sesle sormadım, duyurmadım)   Devlet büyüklerimiz, haşa, nedeni olamazlardı. Yedi düvele karşı savaşan, dünya devi, yüce iktidarımız ve onun başındaki, ülke yönetimini tek başına sırtlanmış olan kahraman başkanımız olamazdı. O bütün iyiliklerin sahibiydi, bütün kötü durumlar da onun haricinde kim ve ne varsa ondandı. Benim bunu düşünmem bile ayıptı.   Zaten bir yerde başarısızlık varsa o yerin (o yer kurum, şirket, ülke, artık ne ise) yönetimi o başarısızlıktan sorumlu tutulamaz. O yönetimin dışındaki irili ufaklı herkes ve her şey bundan sorumludur. Bu ilkokul bilgisini bile bilemeyecek değildim herhalde. Daha önce patates, soğan fiyatları artınca, yüce iktidarımız bunların depolarını basmış, stokçu avına çıkmıştı. Acaba barbunya fasulyesi de depolarda bekletiliyor, stok yapılıyor olabilir miydi? Aradım, taradım ama hiç fasulye deposuna denk gelemedim. Gelseydim devletimizin yanında olduğumu göstermek için tek başıma basacaktım depoyu.   Dış güçler olabilirdi. Başkanımız birçok kez olumsuzlukların nedeni olarak bu dış güçleri göstermişti. Hemen dış güçleri araştırmaya başladım. Fasulyeyi en çok üreten ülke bizim üretip ucuz satmamızı istemez, fasulyede en büyük düşman dış güç o ülke olabilir diye düşünerek (ama nasıl mantık yürütüyorum di mi, umarım büyüklerim bunun farkına varırlar) google’a sordum. Karşıma Hindistan çıktı. Amerika, İngiltere gibi ülkeler beklerken karşıma Hindistan’ın çıkmasına biraz şaşırdım ama neden olmasındı. Ajanlarını ülkemize sokmuş olabilirler. Hatta, geçen gün bahçesinde fasulye yetiştiren Ayşe Teyzenin yanında bir yabancı görmüştüm. Kesin o bir ajandı.   Yalnız, barbunya ilk olarak İtalya’da üretilmiş. Bakın o da dış güç olabilir. En çok tüketenler de İtalya ile birlikte İspanya ve Yunanistan’mış. Ya gele gele bizi hep karıştırmak için uğraşan Yunanistan’a geldik yine.   Barbunya fasulyesindeki pahalılığın nedenlerini araştırmam devam ediyor. Kesin sonuca henüz varamadım. Varınca devletimize bir rapor olarak sunacağım. Sizlerden de katkı bekliyorum sevgili okurlarım. Düşündüğünüz nedenleri lütfen yorum olarak yazınız.  
Ekleme Tarihi: 20 Aralık 2022 - Salı

BARBUNYA FASULYE NEDEN PAHALI ?

Barbunya pilakiyi çok severim. Annem, barbunya fasulyesi al da sana yapayım, deyince, durur muyum, hemen koştum markete, fotoğrafta gördüğünüz fasulyeyi aldım. Aldım almasına da, bir parçam orada kaldı. 1 kilogram barbunya 72 tl idi. 30 lira, 40 lira falan değil, tamı tamına 72 Türk lirası!
 
Üstelik pahalılığın baş nedeni olan üç harfli zincir marketlerden biri de değildi. Bizim Düzce’nin bilinen yerel marketlerinden biriydi. Saydım, altı harfi vardı.
Bu durum kafamı hayli karıştırdı. “Üç harfli zincir marketler ucuzlukçu marketler olarak bilinir, neden fahiş fiyatların nedeni olsun?”, “Şimdi de gittiğimizde yine en ucuz fiyatlarda ürünleri orada buluyoruz, nasıl oluyor da pahalılığı yaratmış oluyorlar?” gibi nifak sokucu, kafa karıştırıcı sorulara direndim. Bugüne kadar böyle bozguncu sorular sormadan başımızdakiler ne demişse sorgusuz sualsiz inandım. Özellikle iktidarın en önemli ortağının başının, “bunların hepsi fetöcü” lafından sonra ürünlerini evimin yakınından bile geçirmedim.
 
Ama şimdi başka bir markette bu fiyata fasulye olunca kafam karıştı. Acaba barbunya fasulyesinin pahalı olmasının nedeni başka olabilir mi, diye istemeden kendime sordum. (İnanın içimden sordum, hatta sadece içime sordum, kimseye yüksek sesle sormadım, duyurmadım)
 
Devlet büyüklerimiz, haşa, nedeni olamazlardı. Yedi düvele karşı savaşan, dünya devi, yüce iktidarımız ve onun başındaki, ülke yönetimini tek başına sırtlanmış olan kahraman başkanımız olamazdı. O bütün iyiliklerin sahibiydi, bütün kötü durumlar da onun haricinde kim ve ne varsa ondandı. Benim bunu düşünmem bile ayıptı.
 
Zaten bir yerde başarısızlık varsa o yerin (o yer kurum, şirket, ülke, artık ne ise) yönetimi o başarısızlıktan sorumlu tutulamaz. O yönetimin dışındaki irili ufaklı herkes ve her şey bundan sorumludur. Bu ilkokul bilgisini bile bilemeyecek değildim herhalde.
Daha önce patates, soğan fiyatları artınca, yüce iktidarımız bunların depolarını basmış, stokçu avına çıkmıştı. Acaba barbunya fasulyesi de depolarda bekletiliyor, stok yapılıyor olabilir miydi? Aradım, taradım ama hiç fasulye deposuna denk gelemedim. Gelseydim devletimizin yanında olduğumu göstermek için tek başıma basacaktım depoyu.
 
Dış güçler olabilirdi. Başkanımız birçok kez olumsuzlukların nedeni olarak bu dış güçleri göstermişti. Hemen dış güçleri araştırmaya başladım. Fasulyeyi en çok üreten ülke bizim üretip ucuz satmamızı istemez, fasulyede en büyük düşman dış güç o ülke olabilir diye düşünerek (ama nasıl mantık yürütüyorum di mi, umarım büyüklerim bunun farkına varırlar) google’a sordum. Karşıma Hindistan çıktı. Amerika, İngiltere gibi ülkeler beklerken karşıma Hindistan’ın çıkmasına biraz şaşırdım ama neden olmasındı. Ajanlarını ülkemize sokmuş olabilirler. Hatta, geçen gün bahçesinde fasulye yetiştiren Ayşe Teyzenin yanında bir yabancı görmüştüm. Kesin o bir ajandı.
 
Yalnız, barbunya ilk olarak İtalya’da üretilmiş. Bakın o da dış güç olabilir. En çok tüketenler de İtalya ile birlikte İspanya ve Yunanistan’mış. Ya gele gele bizi hep karıştırmak için uğraşan Yunanistan’a geldik yine.
 
Barbunya fasulyesindeki pahalılığın nedenlerini araştırmam devam ediyor. Kesin sonuca henüz varamadım. Varınca devletimize bir rapor olarak sunacağım. Sizlerden de katkı bekliyorum sevgili okurlarım. Düşündüğünüz nedenleri lütfen yorum olarak yazınız.
 
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve duzcemeydan.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.