BİLİM ASLINDA ÇOK EĞLENCELİDİR Bilim Tarihi kitabının yazarı John Gribbin, “Bilim, insan aklının en büyük başarılarından biridir” der. Gerçekten de, içinde yaşadığımız şu dünyanın, evrenin, hayatın sırlarını bilim sayesinde çözüyoruz. Eskiden şimdi hurafe dediğimiz düşüncelerle açıklanmaya çalışılan birçok şey hakkında bilimin sayesinde doğruları biliyoruz. Bilmekle de kalınmıyor, bilimin bulduğu şeylerle geliştirilen teknolojinin bize sunduğu imkanlarla yaşam standartlarımız yükseliyor, daha insanca yaşamın temelleri atılabiliyor. Bilim günlük hayatımızın bu kadar içindeyken peki neden bilimsel konulara karşı bu kadar ilgisiz ve uzak oluyoruz? Neden bilim konulu kitaplar okunmuyor, televizyonlarda bilim programları çok az yapılıyor? Bilimin bize sunduğu bütün araçları kullanarak hurafe sayılabilecek konulara ilgi duymaya neden devam ediyoruz? Çünkü bilim ağır bir konu olarak görünüyor maalesef. Bir yığın anlaşılmaz formüller, zor anlaşılan kavramlar insanları ister istemez bilim konusundan uzaklaştırıyor. Peki günlük yaşamımızda her an nimetlerinden yararlandığımız bilime bu kadar uzak, bu kadar meraksız olmamız anormal değil mi? Bilimsel konulara ilgi duymamız gerekmez mi? Bence gerekir! En başta toplumdaki saçma sapan inançların ortadan kaldırılması, böylece o toplumun aydınlanması ve ilerlemesinin sağlanması için gerekir. Peki bu ilgi nasıl yaratılacak? Bilimin geniş kitlelere daha basitleştirilerek anlatılmasıyla! O nedenle bilimin bilim insanlarının dışında geniş kesimler tarafından da anlaşılabilmesi için bilim insanlarına da çok iş düşüyor. Kuramsal kitapların yanısıra, sade vatandaşın rahat anlayabileceği şekilde bilimin konularını sadeleştirerek aktarmak çok önemli.  Buna popüler bilim diyenler de var, ama popüler bilim adı altında daha çok sansasyonel konuların işlendiğini görüyoruz. Bazı bilim insanları gerçek bilimin konularının daha sadeleştirilerek anlatmanın yolunu bulma çabası içindeler. İşte size tanıtmak istediğim “Bilim Aslında Çok Eğlencelidir” kitabı isminden de anlaşılacağı gibi, ağır, kasvetli ve anlaşılmaz görünen bilimin konularının aslında eğlenceli olabileceğini kanıtlamak için yazılmış. Kitabın yazarı Ben Miller Fizik eğitimi almış ama doktorasını yarım bırakarak oyuncu olmayı seçmiş, İngiltere’de de tanınmış bir komedyen. Ama bilimle uğraşmayı hiç bırakmamış. Dergilerde bilimle ilgili köşe yazıları yazıyor, radyo ve televizyonlarda bilim programları yapıyor. Miller kitabıyla ilgili şöyle diyor: “Elinizdeki kitap bilimi anlatıyor. Bu düşünce büyük olasılıkla sizi heyecanlandırıyor, yine büyük olasılıkla köşe bucak kaçmak istiyorsunuz. Her iki durumda da size şu güvenceyi vereyim: Bundan sonra kitabın her anı sırf zevk dolu. Bu sayfalardaki her fikir, hepimizin ölü yıldızlardan meydana geldiği fikri kadar hayret verici olacak ve içindeki hiçbir bilginin anlaşılması güç olamayacak.”s29 Gerçekten de, evren, karadelikler, kuantum fiziği, izafiyet teorileri, evrim, DNA gibi bilimin zor anlaşılabilir konularını biz sade vatandaşların anlayabileceği dilde yazmak için çok uğraşmış ve bunu büyük oranda da başarmış. Bizim gibi hurafelere bolca inanılan toplumlarda böyle kitaplara, hatta çocuklar için daha basitleştirilmiş kitaplara ihtiyaç var. İlkokullarda bilimin konularının öğrenciler için eğlenceli hale getirilerek derslerde anlatılması gerekiyor. Ancak bu şekilde toplumumuzun üzerinden bir türlü kalkmak bilmeyen, hatta bilinçli olarak desteklenen cehaletin ortadan kalkması sağlanabilir.  Umarım ilerde kitapçıların çok satanlar köşelerindeki uyduruk kitapların yerini bu tür kitaplar alır. Hayal mi diyorsunuz? Olsun, hayali bile umut veriyor.