Seçimler için ‘sokak röportajları’ ve ‘anketler’ in genel anlamda veri olabileceği kabul edilir. Anketler ve sokak röportajlarında ‘kimlik’ gözetilmez, her yaştan her kesimden kişilere soru yöneltilir. Biz durumu biraz değiştirelim ve belirli bir kesime dönük yapalım. Mesela Ak partiyi Ak partililere soralım. Partilerini en iyi kendileri bilir değil mi? Milletvekilliği yapmış olan, kimilerinin ‘hoca’ diye hitap ettiği İbrahim Korkmaz, acaba, Bakanlık yapan şimdiki dönemin belediye başkanı Faruk Özlü için ne der mesela. Sosyal medya hesaplarına bakın göreceksiniz, ben yazmayayım ‘hakaret içeriklerinden’ ötürü ‘mahkemelik’ olabilirim. Yine Korkmaz’ın Fevai Arslan için ne düşündüğünü de yine sosyal medya hesaplarında görebilirsiniz. Mesela kendi partilileri için son yazdıklarını buraya alayım: “Herkes bilsin ki bu partiyi bu duruma düşüren bu şerefsizler, bizim için karşımızdaki bu şer cephesinden farklı değillerdir…” Keza, Ak partinin ‘efsane’ diye nitelendirdiği belediye başkanı Mehmet Keleş, Faruk Özlü hakkında ne düşünür acaba? Hiç yorulmayın ben size kısa bir özet yapayım. 2002 tarihinden bu yana Düzce’de 9 Milletvekili, 4 belediye başkanı görev yaptı. Milletvekillerine sonra geleyim; Belediye başkanı olarak görev yapan isimler, Mehmet Keleş, İsmail Bayram, yine Mehmet Keleş, piyangodan çıkan Dursun Ay ve son olarak Faruk Özlü. Hepsi Ak partili olan belediye başkanları birbirleri hakkında ‘dosya’ hazırladı, birbirlerini genel merkeze şikayet ettiler. Efsane başkan Mehmet Keleş zaten artık Ak partili değil. Gelelim Milletvekillerine. İsimlerini yazmam gerekiyor, çünkü hiç biri insanların hafızasında yer alamadı. Hiç birinin övünebileceği bir eseri yok, zaten, birinin yaptığını diğeri yıktı. Fahri Çakır, Metin Kaşıkoğlu, Yaşar Yakış, Celal Erbay, Fevai Arslan, Osman Çakır, İbrahim Korkmaz, Faruk Özlü, Ayşe Keşir. İçlerinden iki Bakan çıktı, biri Yaşar Yakış, diğeri Faruk Özlü. Malumunuz Yaşar Yakış artık Ak partili değil, ihraç edildi. Faruk Özlü de Bakanlıktan belediye başkanlığına getirildi. İbrahim Korkmaz da ihraç edildi. Partinin çaycısı olmakla ünlenen Metin Kaşıkoğlu da Ak partili değil, Deva partisinde. Fevai Arslan, belediyenin şirketlerinde. Belli bir kademeye kadar gelmiş olan bu siyasetçiler niye ihraç edildiler, niye parti değiştirdiler. Dahası, niye birbirlerine karşı hasmane bir durum içindeler. Bakanlığa kadar yükselmişler, belediye başkanlıkları yapmışlar ama birbirlerine karşı düşmanca bir tutum takınıyorlar. Ben şimdi bu durum karşısında nasıl bu insanlara güven duyayım, inanayım, parti görüşlerini benimseyeyim. Aklın da izanın da bir mantığı yok mu?