2002 tarihinden bu yana süregelen Ak parti iktidarı, ülke yönetim biçiminin yanı sıra, bireylerin yaşam tarzlarına müdahaleleri, kullandıkları dil ve üslup, söylemleriyle hep tartışma yaratmıştır. İktidarın siyasi figürlerinden tutun da dayandıkları ve geliştirmeye çalıştıkları kitlelere kadar, kendilerinden olmayanlara, kendinin olmayana, kendi gibi düşünmelere dair sınırsız bir nefretle hareket ediyorlar. Toplumun ortasına bir duvar örülmüş. Başımıza gelen tüm kötülüklerin sorumlusu duvarın ardındaki ‘öteki’. Öteki düşmandır, teröristtir, vatan hainidir.
***
Ümmetçilik ile toplum ayrıştırıldı. Toplumun tüm sınıflarına yönelik kutuplaştırma yaratıldı. Toplum bölündü, parçalandı, kadim ayrılıklar daha da keskinleştirildi. Bu zihniyet toplumu bilerek, isteyerek yordu; toplumun dikkatini belli bir noktaya odaklanmasına izin vermedi. En küçük sorunları bile, çok büyük, çözümsüz sorunlara bağladı.
***
Farklı siyasi görüşlere, farklı yaşam tarzlarına ‘öteki’ şeklinde yaklaşınca siyasetin dili de çirkinleşiyor, nobranlaşıyor. Nefret söyleminin amacı, hedef aldığı grubu/grupları toplumdan dışlamak. Nefret söylemi insanları, insan olmanın onuruyla bağdaşmayan bir düzeye indirir, toplumsal barışı bozar, ayrımcılığa yol açar. Yapmak istedikleri tam da bu.