Düzce’de sevgili Özel Çelik’le YouTube üzerinden yayın yapma kararı aldığımızda, program adı üzerinde çok tartıştık. Sonunda ‘Çürük’ adında karar kıldık.
Çünkü; ülkemizde ‘çürük’ten kaynaklanan ‘çürüme’ her yanı sarmaya başlamıştı. O sırada AKP’lilerin oğullarının askere gitmemek için ‘çürük’ raporları almaları söz konusuydu.
Diğer yandan ülkenin partili Cumhurbaşkanı ülkesinin insanları için, ‘çürük’ ve ‘sürtük’ yakıştırması yapıyordu.
Peşi sıra ülkenin ticari ahlakından sorumlu Ticaret Bakanı kendi bakanlığını usulsüz ticaretin içine çekiyordu.
Velhasıl ‘çürüme’ ülkenin her yanını sarmaya başlamıştı.
***
Bugün bakıyoruz da ‘çürüme’ nin bulaşmadığı hiçbir şey kalmamış.
Sevgili ahalimiz başlangıçta bu çürümeyi önemsemedi. Tıpkı elmanın bir kısmının çürümesi gibi; yenebilecek bir taraf bulabiliyordu. Lakin, şimdi elmanın yenebilecek bir tarafı kalmadı, her yanı çürük içinde
***
Türkiye Yüzyılında; yüzyılın cinayetlerine kimse dur demiyor/ diyemiyor. İsminde ‘Adalet’ olan hükümet 8 yaşındaki Narin cinayetini hala çözemiyor.
Gelinen noktada hukuk sistemi ve yargı da çürümekte, adalet sistemi de çökmektedir, toplumun hukuka ve adalete güveni kalmamış, cezasızlık politikaları alıp başını gitmiş, yargı sarayın yargısına dönüşmüş, ülke zaten fiili bir anayasasızlaştırma sürecinin içerisindeyken hukuk ve hukuk devleti de giderek görünmez hale gelmiştir.
Bu yapısal meselenin gerisinde ise ülkenin içinde bulunduğu ekonomik, politik ve toplumsal koşullar bulunmaktadır.
Hızla yoksullaşan, ekmeği küçülen, ama dinle ve milliyetçilikle körüklenen, örgütsüz, hakkının, hukukunun peşinde koşmayan, kolektif bir irade geliştiremeyen toplumlarda çürüme derinleşir; çünkü yoksulluk insanın haysiyetini de yoksullaştırır, sadece ekmeğini değil gururunu da çürütür.
Bugün Türkiye’de düzenin bütün mekanizmaları halkın halk olmaktan başka her şeye benzemesi adına işlemektedir; bu çürümeyi durdurabilecek tek şey ise halkın emeği adına, ekmeği adına, geleceği adına yeniden halk haline gelmesi, bir halk gibi hareket etmesidir. Patronu, tarikatı, cemaati, mafyası, çetesiyle Türkiye’nin düzeninin en büyük korkusu budur.