Yapay Zeka sayesinde insanın bolca boş vakti olacak. Öncelikle çalışma saatleri azalacak.
Pratik ve hızlıca düşünen yapay zeka, insanın yerine düşünüp problem çözerken, işin duygu tarafını da insana bırakıyor. Yani insanoğluna düpedüz şöyle sesleniyor, "Düşünme işi bende, sen duygunu geliştir." Kısacası o yapay zekasıyla insana, "Biraz insan ol.." demeye getiriyor.
Peki insan duygusunu nasıl geliştirebilir?..
Önce Okul sisteminden başlayalım. Bugüne kadar Okul sistemine "Eğitim ve Öğretim" diyorduk. Yine aynısını diyeceğiz. Bu başlık değişmeyecek. Eğitim, her zaman olduğu gibi yine cümlenin baş köşesinde, Öğretim ise yine eğitimden sonra ikinci sırada olacak. Yani Eğitim, öylesine gümbür gümbür gelecek ki, hileli sınav kağıdıyla, şişirme notlarıyla tahtına kurulan Öğretim sistemini tahtından alaşağı edecek.
Duygu, uygulamayla gelişen bir olgu olduğuna göre yetenek bahanesine bakılmaksızın "Sanat ve Tasarım" ağırlıklı disiplin dersleri, yapay zeka öncesinin Fen, Matematiği kadar değerli, kıymetli ve öncelikli olacak. Hiç bir veli, "yetenek doğuştan gelir..." diyebilme lüksune bile sahip olmayacak. Sanat ve Tasarım yanında el becerisi ve Beden Eğitimi dersleri de önem kazanacak. Bu gibi öncelikli dersler duygu gelişimde ve olgunlaşmasında aracı olacak.
Halk arasında eskilerin de dediği gibi "adam olmuş" anlamında duygusal zekası gelişmiş, olgunlaşmış olanlar da okuldan mezun olup diplomalarını alacaklar. Böylece yüksek ahlaklı kişiler iş hayatında öncelik sırasında aranılır olacaklar..
Bu durum, kapitalizmin, emperyalizmin ve temel sanat kültürü zayıf olan devletlerin hoşuna gitmeyecektir elbette. Ancak sömürü sistemi yapay zeka karşısında öyle kolay yıkılacak gibi de değil elbette. O her zaman sanatın olmadığı ya da zayıf düştüğü ve teknoloji ahlakının da olmadığı her yerden beslenir, büyür, gelişir.
Mesela Türkiye yapay zekanın neresinde olabilir?.. Nüfusun büyük bir bölümü tiktok, facebook, instegram, cep telefonu, selfi gibi sosyal medyayla oynadığı gibi, yeni oyuncağı olan yapay zekayı da bu şekilde kullanabilme ihtimali çok yüksek değil midir? Bir kere teknolojiyi dibine kadar tıkır tıkır kullanabiliyor ama teknoloji ahlakına henüz evrimleşmiş bile değil.
Türkiye'nin ikinci evrimleşemediği şey de sanat yönüdür. Yapay zekaya sadece bilim ve teknoloji ile gelinmedi. Bilim ve Sanatın birlikteliği ile gelindi. Tıpkı teknoloji ahlakına varmadan, teknolojiyi henüz el arabasındaki çocuğun bile tıkır tıkır oynadığı gibi, sanat disiplinini ve kültürünü almadan bilime ve teknolojiye de öyle atlayarak gelindi. Çünkü millet olarak dünyaya, " kısa yoldan köşeyi dönemece..." diye alnımıza yazdırmışız kendimizi.
Bu yüzden hazır olalım;
Yapay zeka, teknoloji ahlakını ve sanat kültürünü, disiplinini almamış milletleri fena halde zorlayacak.
Yapay Zeka, temeli sağlam bir sanatın, estetiğin ve teknolojik ahlakın üzerine yerleşirse insanlığa ve evrene faydalı olur.
Onun sayesinde, kendisine bolca zaman ayıracak olan insanlık, gelişmiş ülkelerde sanat ile duygusal bağını daha da güçlendirme yoluna giderken; sanat temeli zayıf ülkelerde de silahla, kadın cinayetiyle, çocuk istismarıyla, kimisi de tarikatla, hürafeyle duyusal zekasını harcayarak duygusunu o yönde geliştirecektir.
Gelişmiş ülkeler duygusunu sanatla bütünleşerek gelişirken, Türkiye gibi henüz gelişememiş ülkeler duygu gelişiminin henüz doğru dürüst sevişip koklaşma aşamasında bile değil. Böylece Tik-tok teknolojisinden yapay zeka teknolojine doğru atlarken, dikkatli olmayalım.
Hazır Olalım!..
Hazır Olalım!..
Yapay Zeka sayesinde insanın bolca boş vakti olacak. Öncelikle çalışma saatleri azalacak.
Pratik ve hızlıca düşünen yapay zeka, insanın yerine düşünüp problem çözerken, işin duygu tarafını da insana bırakıyor. Yani insanoğluna düpedüz şöyle sesleniyor, "Düşünme işi bende, sen duygunu geliştir." Kısacası o yapay zekasıyla insana, "Biraz insan ol.." demeye getiriyor.
Peki insan duygusunu nasıl geliştirebilir?..
Önce Okul sisteminden başlayalım. Bugüne kadar Okul sistemine "Eğitim ve Öğretim" diyorduk. Yine aynısını diyeceğiz. Bu başlık değişmeyecek. Eğitim, her zaman olduğu gibi yine cümlenin baş köşesinde, Öğretim ise yine eğitimden sonra ikinci sırada olacak. Yani Eğitim, öylesine gümbür gümbür gelecek ki, hileli sınav kağıdıyla, şişirme notlarıyla tahtına kurulan Öğretim sistemini tahtından alaşağı edecek.
Duygu, uygulamayla gelişen bir olgu olduğuna göre yetenek bahanesine bakılmaksızın "Sanat ve Tasarım" ağırlıklı disiplin dersleri, yapay zeka öncesinin Fen, Matematiği kadar değerli, kıymetli ve öncelikli olacak. Hiç bir veli, "yetenek doğuştan gelir..." diyebilme lüksune bile sahip olmayacak. Sanat ve Tasarım yanında el becerisi ve Beden Eğitimi dersleri de önem kazanacak. Bu gibi öncelikli dersler duygu gelişimde ve olgunlaşmasında aracı olacak.
Halk arasında eskilerin de dediği gibi "adam olmuş" anlamında duygusal zekası gelişmiş, olgunlaşmış olanlar da okuldan mezun olup diplomalarını alacaklar. Böylece yüksek ahlaklı kişiler iş hayatında öncelik sırasında aranılır olacaklar..
Bu durum, kapitalizmin, emperyalizmin ve temel sanat kültürü zayıf olan devletlerin hoşuna gitmeyecektir elbette. Ancak sömürü sistemi yapay zeka karşısında öyle kolay yıkılacak gibi de değil elbette. O her zaman sanatın olmadığı ya da zayıf düştüğü ve teknoloji ahlakının da olmadığı her yerden beslenir, büyür, gelişir.
Mesela Türkiye yapay zekanın neresinde olabilir?.. Nüfusun büyük bir bölümü tiktok, facebook, instegram, cep telefonu, selfi gibi sosyal medyayla oynadığı gibi, yeni oyuncağı olan yapay zekayı da bu şekilde kullanabilme ihtimali çok yüksek değil midir? Bir kere teknolojiyi dibine kadar tıkır tıkır kullanabiliyor ama teknoloji ahlakına henüz evrimleşmiş bile değil.
Türkiye'nin ikinci evrimleşemediği şey de sanat yönüdür. Yapay zekaya sadece bilim ve teknoloji ile gelinmedi. Bilim ve Sanatın birlikteliği ile gelindi. Tıpkı teknoloji ahlakına varmadan, teknolojiyi henüz el arabasındaki çocuğun bile tıkır tıkır oynadığı gibi, sanat disiplinini ve kültürünü almadan bilime ve teknolojiye de öyle atlayarak gelindi. Çünkü millet olarak dünyaya, " kısa yoldan köşeyi dönemece..." diye alnımıza yazdırmışız kendimizi.
Bu yüzden hazır olalım;
Yapay zeka, teknoloji ahlakını ve sanat kültürünü, disiplinini almamış milletleri fena halde zorlayacak.
Yapay Zeka, temeli sağlam bir sanatın, estetiğin ve teknolojik ahlakın üzerine yerleşirse insanlığa ve evrene faydalı olur.
Onun sayesinde, kendisine bolca zaman ayıracak olan insanlık, gelişmiş ülkelerde sanat ile duygusal bağını daha da güçlendirme yoluna giderken; sanat temeli zayıf ülkelerde de silahla, kadın cinayetiyle, çocuk istismarıyla, kimisi de tarikatla, hürafeyle duyusal zekasını harcayarak duygusunu o yönde geliştirecektir.
Gelişmiş ülkeler duygusunu sanatla bütünleşerek gelişirken, Türkiye gibi henüz gelişememiş ülkeler duygu gelişiminin henüz doğru dürüst sevişip koklaşma aşamasında bile değil. Böylece Tik-tok teknolojisinden yapay zeka teknolojine doğru atlarken, dikkatli olmayalım.
Hazır Olalım!..
Ekleme
Tarihi: 18 Ocak 2025 - Cumartesi
Hazır Olalım!..
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(1)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.
Ferah Talay
(18.01.2025 20:51 -
#155)
Kutluyorum Nurdan'cım. Bir şeyler yazabilmek yapay zeka çağında insan kalabilmenin bir duyguları koruyabilmek önemli bir parçası.