SİZ NASIL BİR
‘KAFA’ TAŞIYORSUNUZ!
Gerçekten, aklınızdan ne geçiyor, ne düşünüyorsunuz?
Yüreğinizde ne hissediyorsunuz?
Belki daha iyi bir soru olacak: GERÇEKTEN BİR YÜREĞİNİZ VAR MI?
***
Deprem bölgesindeki yüzlerce ‘kepazeliklerinize’ iki örnek vermek istiyorum.
***
“6 şubat sabahı depremden canımızı kurtardık ve gönüllü olarak enkaz altındaki cesetlere yardım ettik, yaralıları kurtarmaya çalıştık. Cesetleri çıkardık arabaya koyduk, hastaneye getirdik. Doktorlar baktı, 'Cesetleri morga götürebilirsiniz' dedi. İki arkadaş morga getirdik. Yıkama taşının üzerindeki bebekleri fark ettim. 10-15 tane bebeğin içinde üstü örtülmüş, sadece elleri dışarıda, parmağının oynadığını hissettim çocuğun. Parmağını o şekilde oynatıyordu. O esnada yüzünü açtım, ağzından köpük çıkıyordu, ölmemişti. Yaşıyor diye kucağıma alıp acile götürdüm. Acilin doktoruna teslim ettim, çocuğa doktorlarımız yardım etti. Hemen müdahale edildi. Oksijen falan verilince çocuğun karnı oynamaya başladı. Ama ailesinin de öldüğünü duydum, hepsi morgun içindeymiş. Benim duyduğum kadarıyla sadece o çocuk sağ. Bunu yaşadık, beni en duygulandıran şeydi. Kız çocuğuydu. Daha sonra ben sordum, yaşıyor dediler fakat kayıt alınmadığı, isim bulunmadığından dolayı nereye gitti, çok uğraştım ama bulamadım”
Yaşamla-ölüm arasındaki çizgide böylesine dramatik, içimizi burkan ‘beceriksizliğine’ ilişkin olaylara sebep olurken, ‘hin’liğinize ilişkin bir örnek daha midemizi bulandırdı.
***
“Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından deprem bölgelerine gönderilmek üzere mesleki ve teknik liselerde çadır ve uyku tulumu üretimi yapıldığına ilişkin tanıtımların gerçek dışıdır. Ne Ömer Halisdemir Meslek Lisesi’nde metal aksamı üretilmiş, ne de Borsa İstanbul Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde kumaşları dikilmiştir. Toplum böylesine büyük acılar çekerken, yüz binlerce yurttaş ağır kış koşullarında geceyi sokakta geçirirken, hastalar, yaşlılar, kadınlar ve çocuklar çadıra ihtiyaç duyarken Milli Eğitim Bakanlığı deprem bölgesinden satın aldığı çadırları Gaziantep’ten Bursa’ya göndermiş, satın alınan bu çadırlar Ömer Halisdemir Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde açılarak üzerlerine MEB logoları yapıştırılmış ve yeniden paketlenerek tırlarla deprem bölgesine gönderilmiştir. Acının böylesine derin ve benzersiz yaşandığı günlerde yalnızca siyasal çıkarlarını düşünen ve afetzedeleri mağdur etme pahasına iktidara güç devşirme derdine düşen, halka yalan söyleyen bu anlayıştan utanıyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı bu sahtekârlıkla öğretmenlerin ve öğrencilerin başlarını önüne eğmiş, üstelik bu yaşanan çirkinliğe öğrenciler de alet edilmiştir, dürüstlüğü bir erdem olarak öğrenmeleri gereken okulda kurgunun ve yalanın bir parçası haline getirilmiştir”
***
Sizin gerçekten bir yüreğiniz var mı? Nasıl bir ‘kafa’ yapısına sahipsiniz? Nasıl da bilmek isterdim!