Birileri çıkıp Türkiye Cumhuriyetinde hemde Türkiyeyi yönetirken "kimse bizim karşımıza Türklükle çıkmasın" "milliyetçiliği ayaklar altına aldık" (17.02.2013) demiş midir? Mesela !
Şimdilerde de ülke de Tek Türk ve milliyetçi kendisiymiş gibi davranmakta mıdır? Mesela!
Birileri çıkıp daha sonra kendi aralarında ters düşünceye kadar, Fetö terör örgütünün; devletin içinde, bütün kurumlara sızmalarına yardımcı oldukları, çanak tuttukları, örgüt haline gelmelerine göz yumduklarını, örgütün başındakine methiyeler düzüp (2011) sonra keşke demeseydim diyerek, her platformda bitsin bu hasret diyerek (14.06.2012) muhterem gördüklerini sıklıkla çağırmışlar, (sonrada kandırıldık demişler) Türkiyeye gelmesini sağlamak için çaba sarf etmişler midir? Mesela!
Birileri çıkıp zaman zaman Ülkenin kurucu unsurlarına "iki ayyaş" (28.05.2013) demeyi kendine bir görev edinmiş midir? Mesela!
Birileri yok efendim çözüm süreci adı altında, bir tarafında Şivan Perwer diğer tarafında Mesut Barzani ile megri megri naraları atmış, bu süreç içerisinde bölge de birçok şehirde terör örgütünün tekrar yapılanmasına göz yumulmuş mudur? Mesela!
Birleri seçim propagandası olsun, kendisine fayda sağlasın diye tüm dünyada Kırmızı bültenle aranan Osman Öcalan'ı Devlet televizyonuna çıkarmış ve sonrasında bu konu sorulduğunda (Kırmızı bültenle arandığını bilmiyordum) demiş midir? Mesela!
Ekonomi benim işim diye çıkılan sözde ekonomi yolunda, ülke ekonomisi yerle yeksan olmuş, satın alma diye bir şey kalmamış, resmi para birimin değeri 20 kat düşmüş, hortumlayarak büyüdükçe büyüyenler ile elindeki avuncundakini kaybedip, kalan bir somun ekmeğine göz dikilip yoksullaştıkça yok olan halk iki sınıfa ayrılmış.
Birilerini sürekli terör ve terörist ile akla alınmayacak yalanlarla suçlarken, bir yandan da bölgede yıllar önce terör ve teröristin tamamen yok edilme sürecine girildiği zaman zarfında, bölgenin metropol kentinde Halk ile iç içe gönül bağı kurmuş, halkın etrafta tek tük kalmış terör artıklarına dahi kendisinin göz açtırmadığı bir kenti yüreği ile inşa etmiş pırıl pırıl bir Emniyet müdürünü şehrin göbeğinde 5 koruma polisi ile birlikte uzun namlulu silahlarla katletmiş bir örgütün uzantısı ve örgüt mensuplarının avukatlığını yapmış genel başkanları olan, devletin ismindeki Türk ve Türkiye isminden bile rahatsız olan, milletvekili yeminini etmek konusunda sırf büyük Türk milleti ve Atatürk ilke ve inkılapları sözcükleri nedeniyle olumsuz görüşler bildiren, uzun yada kısa vade de hiç bir şekilde mecliste temsili başaramayacak bir partiye kendi listesinden aday gösterip mecliste temsil olanağı verilmiş midir? Mesela!
Bu durum terörün ve teröristin yanında olmak değil midir? Mesela!
Özetle millete vaad edecek tek bir kelâmı kalmayanların, tek yapabildikleri yalan konuşma, karalama, korkutma, suçlama, gibi bilindik kendilerinde duymaya alışık olunan bir propaganda yürütmelerine sebep olmuştur.Tüm bu adaletsiz ve vicdandan uzak söylemler içeren propaganda şekline; Seçim sürecinin son 60 gününde Devletin tüm gücünün maddi ve fiziksel propaganda aracı olarak kullanılması da eklenmiş olmasına rağmen seçimi kazanamayanlar, hele ki bunu 270 bin gibi (% 0,48 oran ile) çok küçük bir oy sayısı ile kaybetmiş olmalarına rağmen kendilerinden alışılmış olanın dışında gürültü, patırtı koparmadan seçilememiş olmayı kabul etmeleri özellikle kırsal kesimlerde ortaya çıkmasını istemedikleri "Hiç birşey yapmamışlarsa, bir şeyler yapmış olabileceklerini zihinlerde uyandırmıyor değil doğrusu.
Olan olmuş bu süreç bir şekilde sonlanmıştır. 28 mayıs günü seçmen tekrar oy kullanacak ve ortaya kesin tablo çıkacaktır.
Vatandaşların her biri 28 mayıs günü oyunu kullanırken karşısındakine terör suçlaması yapanların, Terör ve teröristle "Oslo görüşmelerini" yapanlar olduğunu.
Ekonomiyi düzeltme vaati verenlerin zaten 21 yıldır ülkeyi yönetirken ekonomiyi bu hâle getirenler olduğunu.
Kimseyi ötekileştirmeden yönetmekten bahsetme aymazlığında olanların yine 21 yıldır ülke de kadınından, erkeğine, gencinden, çocuğuna kendisi gibi düşünmeyen her bir bireyi mütemadiyen ötekileştirerek yönettiğini.
Defalarca imar affı adı altında oy kapmaya çalışırken, başa gelen büyük afet sonrası bölgedeki binlerce binanın yıkılmasını seyrederken pişkinliklerinin ayyuka çıktığını.
İnsanlar enkaz altında inim inim inlerken, Cumhuriyetten daha yaşlı çınar olan 155 yıllık ülkenin en köklü, en güvenilir kurumunu ticarethaneye çevirenler tarafından kan torbalarının ve çadırların satıldığını.
Bu seçimin tekrar Saltanat isteyenler ile Saltanatı kaldıranlar arasında bir karar verme seçimi olduğunu ve ne telafisi, ne de dönüşü olmayacak olan bu kararı vermek zorunda bırakanların da yine 21 yıldır akıllarının estiği gibi ülkeyi yönetenler olduğunu.
KİMSE AKLINDAN ÇIKARMADAN, PUSULAYA MÜHRÜ BASMALIDIR.