Yaptı. Yapacaktı da zaten. Bunu izah etmeye çalıştık ama belli ki yeterli beceri ve kabiliyetimiz yokmuş izah etmeyi beceremedik. Ballandıra ballandıra anlatılan 11400 tl asgari ücret, 22 bin tl yapılan en düşük memur maaşı. Bir zincir market reklamı misali  artık "Harca harca bitmez." maşallah bolluk bereket gırla gidiyor. Emekli maaşlarındaki durum ise içler acısı muhtemelen maksimum 10 bin TL altı yada civarı olacak.  Bence 15 milyon emekliyi de,maaşlarını hiç harcamaya gerek kalmadan direk birikim yapabilsinler diye ödüllendirmiş olabilirler. Bir yandan komedi unsuru sözde maaş zamları, bir yandan "Deli Dumrul misali" çeşit çeşit 'Klonlanmış' vergiler. Ötv arttırımları vs. yani özetle "Vurun abalıya" Bir yandan da yine komedi unsuru El pençe talimatla rakam açıklayan Tüik'in enflasyon verileri. Gel de borçlanmadan yaşa,  Eee borçlanma da, faiz oranları da belli.  Yani düpe düz sürünme oldu "Alçak Sürünme"  Belli ki etrafta bir ateş eden var, vatandaş da alçak sürünmeye geçti. Fakat ateş eden kim? Enteresan ama gerçek şu ki! Ateş eden "Hükümet" Yani Hükümet geçmişte yaptığı yanlış ekonomik ve idari politikaların faturasını, Vatandaşa kesmiş ve kestiği faturaları tahsil etmek için her gün acımasızca vatandaşa ateş eder hale gelmiş durumda. Vatandaşın işi zor, zira hükümetin sözleşmesi 5 yıl. Bu sözleşmenin bozulma ihtimali yok denecek kadar düşük. Öyle gözüküyor ki vatandaşı ilerleyen süreçte çok daha büyük yükler bekliyor. Ekonomist değilim lakin bu ülke de yaşıyorum.  Enflasyonu düşürme söylemini ağzından eksik etmeyenler görecek ki! Temmuz sonunda ve ağustos sonunda her ne kadar açıklanan veriler gerçeği zaten yansıtmasa da, Aylık enflasyonun açıklanan %3,9 dan  %5 üzerine, yıllık enflasyonun da açıklanan %38 den %45-50 civarına yükseleceğini göreceğiz gibi gözüküyor. Bu durumu da son iki yılda ısrarla yanlış yürütülen faiz baskılama politikasının tam tersine minimum %5 ila %10 daha faiz arttırımı gerçekleştirilerek,  Hoooppp diye 360 derece geriye dönüş gerçekleştirilerek düzeltme yoluna gidilecektir. Umuyorum bu konuda da ipin ucu kaçmaz. Pekiiii bu arada geçen zaman zarfında yaşanan faiz ikileminde ülke vatandaşının yaşadığı zulüm hak mıdır? Büyük Ekonomistin "FAİZ-NAS" ilişkisine ne olmuştur. Bu sorunun cevabını yine vatandaşın kendisi, kendi iç dünyasında veriyordur da, O cevap bu saatten sonra bir işe yaramaz. Enflasyon mu?  Vatandaşın üzerine yüklenen ve daha da yüklenecek bir çok gelir artışı olarak görülen zamlar ve vergiler ile illa ki ilerleyen zamanda, "Artmamaya" başlayacaktır.  Yani giden gitti, geri gelecek olan bir şey yok, olacaksa da "Artamama eylemi" gerçekleşebilir.  O da ne zaman olur yada olur mu bilinmez.  Zira şuana kadar hükümet sadece vatandaş üzerinden gelir artışı yaratma önlemi uygulama hevesinde görülüyor. İdare içerisinde bir kemer sıkma gibi bir düşünce yok gibi. Örneğin parası olana diyeti vatandaşın sırtından ödeyen anlayışın ürünü olan Kur korumalı mevduat saçmalığının yükü vatandaşın üzerinde arttıkça artıyor. Başta da söylediğim gibi tüm bu tablonun gerçekleşeceğini doğru anlatamayan muhalefet, gerçekleşen bu olumsuz tabloda pay sahibidir. Hiç bir şey olmamış gibi davranmak ancak acziyeti gösterir. Muhalefetin Kısa vade de Tek bir hedefi kalmıştır ve bunu başarmak zorundadır yoksa bitiş sadece ekonomi ile kalmayacaktır. Sıkıntılı başlıklar saymakla bitecek gibi değildir. Sorumluluğu olan ve bu sorumluluğu kendinde hisseden herkes aklını başına almalı, hırslarını bir kenara bırakıp, çalışmalı çalışmalı çalışmalıdır.   Gelinen nokta tam da şöyle özetlenebilir.  ''Bir müsibet, bin nasihatten daha hayırlıdır.''