"Görmemişin mermisi olmuş, tutmuş hırsıza atacağım derken, parti binasına atmış" Seçim geldi çattı, yine ülke gerildi.       *Peki bu gerginlik kime yarıyor?      *Neden geriliyoruz? Vatandaş geriliyorsa yaşam şartları geriyordur. Esnaf geriliyorsa kazanamıyor, vergisi algısı boyunu aşıyordur. Emekli geriliyorsa geçinemiyordur. Memur geriliyorsa giderlerine yetişemiyordur. Muhalefet geriliyorsa kazanamıyor ondan geriliyordur. Benim anlam veremediğim iktidar neden bu kadar geriliyor. Her imkân elinde, mahkemesinden tutun da, eğitimine, ekonomisine akla ne geliyorsa, ne istiyorlarsa onu yapmaktalar. Engelleyebilen hiç bir güç yok ama yine de herkesten fazla geriliyorlar. Alçak tansiyonlu tek bir söylemleri yok. Hatta işi iyice saptırıp arka mahalle üslubu kullanarak racon kesmeye kadar gidiliyor. Hiç düşünülmeden yapılan bu gibi davranışların sonucunda da bundan vazife çıkaran toplum içerisindeki bazı kesimler bir şekilde organize yada tekil olarak, muhalefetin medeni cesaret gösterip ortaya çıkmış yürekli insanlarının afişlerini yırtıyor, boyuyor karalıyor, yetmiyor parti binalarını kurşunlamaya başlıyorlar.        Parti binası konusunda olan biten sence nedir derseniz, şu cümleyi kurarım. " Görmemişin mermisi olmuş, hırsıza atacağım derken, parti binasına atmış aman pardon demiş." Yetkililerde partililerin kendilerinden özür dilemesini istemiş. Ne güzel HUKUK, ne güzel ADALET, ne güzel DÜNYA Ama naçizane bir çok "DİPLOMALI" uzmanlığımın yanında son dönem "DİPLOMALI" değil ama sertifikalı  uzmanlıklarımdan biri olduğundan, gerginliği üzerinde taşıyan taraflardan herkese etkisi en yüksekten düşük olana doğru sırasıyla; KEDİOTU, ÇARKIFELEK, SARIKANTARON, OĞULOTU MELİSA, LİMON MELİSA, PAPATYA, ANASON ve REZENE çayını ısrarla tavsiye ederim.  Canı isteyen farklı ikili üçlü karışımlarda yapabilir. Usulü demle olmalı, kaynatmayınız. Benzeri gerginliklerin çıktısı konularla ilgili tek temennim seçim gününe kadar ve sonrası da dahil olmak üzere bundan sonraki süreçte tek bir gerginlik olmadan Demokratik bir şekilde ülkemize yakışır bir seçim sürecinin geçirilmesidir. Kazanan kazansın, kaybeden kaybettiğini kabul etsin.        Ülkemizin bizi en derinden etkileyen ekonomisinde son dönemde uygulanan ekonomik politikaların ciddi anlamda ters tepmesi nedeniyle; gıda enflasyonu, motorlu araçlar, elektronik eşyalar, mobilya, giyim gibi akla gelen her sektörde durmak bilmeyen maliyet artışı, extra vergiler, ötv-kdv kaynaklı olağanüstü para politikası faaliyetleriyle Türk lirasının satın alma gücünün yerle yeksan oluşunun bir araya getirdiği çözümsüzlük artık vatandaşın altından kalkabileceği halden çıkmıştır. İvedilikle bu sorunların ortadan kaldırılması şart gözüküyor. Yani seçim maksadıyla kurulan ittifakların doğruluğu etiketi kim ve her ne olursa olsun tabi ki tartışılabilir, fikir beyan edilebilir ama en önemli sorun ve mütabakat maddesi bu konular olmalıdır. Ülkenin bu gibi sorunları yokmuş gibi gündem maddeleri 6284 gibi Aileyi ve kadını koruma konulu maddelerde revizyon talepleri olmamalıdır. Bunlarla ilgili doğrudur yanlıştır, fikir telakkisi yapabilir ama ilk ve asıl gündemleri millet yoksulluktan kırılırken. Türk lirası değer kaybında rekor kırarken, devletin para birimi yüzlerce devletin para birimi karşısında çakılmış kendi sınırları içerisinde alım gücü yok olmuşken. Et'in kilogramı 1 sene önce 80 TL den bugün 300-350 TL ye, Süt'ün litresi 7-7,5 TL lerden, 25-30 TL lere gelmişken. Siz 6284 konusunda anlaşarak mutâbakat yapabiliriz diyorsanız. Aslında sizin derdiniz çok başka demektir, onunla ilgili fikrimi de başka bir zaman dilimiz döndüğünce irdelemeye çalışırız.         Hâl böyle iken kur korumalı mevduat saçmalığı ile parası olan rantçı guruba 182 milyar TL bu milletin cebinden ödenmiştir. Seçimde mağlup olmamak için anlamsızca hamlelerle yeni yeni mağduriyetler çıkarılmaya devam ediliyor. Emekli maaşlarındaki revizyon gibi gözüken, adaletsiz düzeltmeler, Eyt de uygulanan 2000 sonrası olarak adlanır hâle gelen bu kez de ETT (Emeklilikte tarihe takılanlar) olan milyonlarca insanı mağdur bırakan adaletsiz düzenlemeler gibi icraatlar seçim arefesinde imdat çekici gibi kullanılıp, cama çerçeveye zarar verme işine dönüştürülmüştür. Acilen bu iyi düşünülmemiş günü kurtarma hamlelerine son verilmeli ve usulca seçime gidilip bu ekonomik enkazın daha da derinleşmesine sebep olunmamalı diye düşünüyorum.         Son olarak yerel de ve genel de, yeni seçim sistemi nedeniyle milletvekili çıkarmanın yolunun ittifaktan geçecek olan bölgeleri es geçmeden, muhalefettekiler bir kez daha kaybedip, tüh şöyle yapılsaydı, böyle yapılsaydı söylemleri ile ağıtlar yakarak koltukları terk etmek zorunda kalmasınlar. Zira bu seçim benim görüşüme göre rejim açısından telafisi olmayan son seçimdir. Egoların, inatların, siyasi bencil hesapların rafa kalktığı, bir fikir birliğinin oluşması şarttır. Bunu görmeyen yoktur, uygulamayanlar vardır. Bu konun ikazı bile muhalif  seçmene zulümdür. Ülkem adına Kavgasız, patırtısız, kütürtüsüz, gürültüsüz seçim çalışmalarının sürdürülmesi en büyük temennimdir.  Saygıyla, sevgiyle, sıhhatle kalın.