Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Sitenin sağında bir giydirme reklam
Mehmet AKAY
Köşe Yazarı
Mehmet AKAY
 

Öcalan Tarihi Çağrısı

  Dün yani 27 Şubat bir Kürt siyasetçi olan Abdullah Öcalan'ın yaptığı çağrı Türk siyasi tarihi açısından çok önemli bir gün olmasına vesile oldu. Kırk yılı aşan savaşın aktörü PKK'nin silah bırakılması istendi. İsteyen de 1978'de PKK'yi kuran Öcalan'dı.    Bu olumlu çağrının Türk siyaseti başta olmak üzere Ortadoğu'da da güçlü etki yaratacağı aşikâr. Ancak bu uzun bir süreç alacaktır. Çünkü hem Türkiye, hem de Ortadoğu iç ve dış siyasi dinamiklere açık bir jeopolitik saha. Dolayısıyla süreci oldubitti görmemek gerekir.    Öcalan’ın Çağrısı Bize Ne Söylüyor   Öcalan’ın çağrısına biraz yakından bakılınca Kürt sorunun çözümüne açık bir beklenti içermediği gibi Türk devleti ile ne kişisel, ne'de siyasal bir pazarlık görüntüsü vermediği, içermediği görülüyor.    Ancak çağrı metninde vurgu 'Demokratik Toplum' önerisi.    Yani Öcalan, demokrasiyi adres gösteriyor.    Kürt sorunu demokrasinin içinde kendiliğinden çözüleceği iddiası var. Öcalan, ne federasyon, ne'de özerklik istiyor.    Öcalan etnik, sınıfsal ve cinsiyet sorunların demokrasi içinde çözüleceğini söylüyor. ‘Demokratik Toplum’ önerisi de buna dönük bir açılım.   Öcalan Çağrısı ve Türk Siyaseti   İktidar ve muhalefetiyle hâkim siyaset demokrasinin önünde engel olarak PKK’yi gösteriliyordu. Bütçenin yüzde 60 askeri harcamalar için ayrılırken demokratik pek çok hak PKK gerekçesiyle yasaklanıyordu. PKK ile yürütülen savaş milliyetçilik üzerinden siyasileştirilerek demokratik haklardan vazgeçilmişti. Avrupa Birliğine, Kopenhag kriterlerine, insan haklarına karşı mesafe konmuştu.    Ülke içinde anayasal hukuk düzeni birle tartışılır duruma getirilmişti. ‘Tek adam rejimi’ olarak eleştirilen Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sisteminin bu savaşın merkezi olarak yürütülmesi için düşünülüp hayata geçirildiği yorumları bile yapıldı.   Kırk yıllık çatışmalı süreç Türkiye’nin sürekli derinleşen ekonomik krize girmesine neden oldu.   Artık bu çatışmalı sürecin sürdürülmesi hem ekonomik, hem de siyasi açıdan tıkanmıştı. Türk milliyetçisi ile ünlü Bahçeli'nin, Öcalan ile ilgili açıklaması tastamam bu tükenişin itirafı gibiydi.    Öcalan’ın, PKK'nin kendini feshetmesini istemesi Türk siyasetine dönük bir girişim olarak okunmalıdır. Öcalan’ın çağrısı Türk siyasetine demokrasi temelinde bir açılım perspektifi sunuyor.     PKK'de Mart ayı içinde bir kongre toplayıp kendini fes edeceğini duyurdu.    İktidar ve muhalefetiyle hâkim Türk siyaseti karşısında artık PKK diye bir örgüt olmayacak. Demokrasinin önünde engel gösterilen PKK olmayacak. Demokrasi mücadelesinde kimin samimi olup olmadığı önümüzdeki aylarda daha da netleşecektir. İktidarıyla ve muhalefetiyle Türk siyaseti demokratlaşacak mı, göreceğiz…   Ben Türk siyasetinin demokratikleşeceği yönünde bir iyimserlik içinde olduğumu söylemeden geçemeyeceğim. Önce Öcalan’a karşı kullanılan dil değişecek, ardından da katı milliyetçi tutumlar gevşeyecek ve yeni bir anayasa ile demokratikleşme sürecine adım atılacaktır. Süreç tam tersi işlerse Öcalan’ın öngörüsüne ben de katılırım: Her yer Gazze olur!   Son Söz Yerine   Son olarak Öcalan, artık Türk siyasetinde daha görünür bir figür olacaktır. Hem iç siyasette, hem de dış siyasette belirleyici konuma gelecektir.   Ortadoğu ve Suriye meselesi Türkiye açısından nedenli önemliyse Öcalan da Türkiye açısından o denli önemli bir siyasi figür olmayı koruyacaktır. Türkiye Ortadoğu’da bir beklentisi varsa yalnız kendi Kürtlerini değil bölgedeki Kürtleri kazanmak zorunda. Bunun için de Öcalan’a ihtiyacı var. Suriye’de, Irak’ta ve İran’da Öcalan’ın siyasi gücü görmezden gelinmeyecek kadar etkindir.    Unutmayın ki, Öcalan yalnız PKK’nin feshini istedi. Suriye’de YPG, İran’da PJAK ve Irak’ta Tavgari AzadiÖcalan’ın sözünü geçirdiği örgütler, partilerdir.   Ortadoğu siyasi açıdan belirsiz bir durumdadır.    Merkez ülkeler Ortadoğu üzerinde hesapları henüz bitmiş değil. Ortadoğu üzerinde belirleyici olmak isteniyorsa Öcalan'a dünden daha çok ihtiyaç var. Dolaysıyla Öcalan’a siyasi olarak daha çok alan açılmalıdır.
Ekleme Tarihi: 28 Şubat 2025 - Cuma

Öcalan Tarihi Çağrısı

 

Dün yani 27 Şubat bir Kürt siyasetçi olan Abdullah Öcalan'ın yaptığı çağrı Türk siyasi tarihi açısından çok önemli bir gün olmasına vesile oldu. Kırk yılı aşan savaşın aktörü PKK'nin silah bırakılması istendi. İsteyen de 1978'de PKK'yi kuran Öcalan'dı. 

 

Bu olumlu çağrının Türk siyaseti başta olmak üzere Ortadoğu'da da güçlü etki yaratacağı aşikâr. Ancak bu uzun bir süreç alacaktır. Çünkü hem Türkiye, hem de Ortadoğu iç ve dış siyasi dinamiklere açık bir jeopolitik saha. Dolayısıyla süreci oldubitti görmemek gerekir. 

 

Öcalan’ın Çağrısı Bize Ne Söylüyor

 

Öcalan’ın çağrısına biraz yakından bakılınca Kürt sorunun çözümüne açık bir beklenti içermediği gibi Türk devleti ile ne kişisel, ne'de siyasal bir pazarlık görüntüsü vermediği, içermediği görülüyor. 

 

Ancak çağrı metninde vurgu 'Demokratik Toplum' önerisi. 

 

Yani Öcalan, demokrasiyi adres gösteriyor. 

 

Kürt sorunu demokrasinin içinde kendiliğinden çözüleceği iddiası var. Öcalan, ne federasyon, ne'de özerklik istiyor. 

 

Öcalan etnik, sınıfsal ve cinsiyet sorunların demokrasi içinde çözüleceğini söylüyor. ‘Demokratik Toplum’ önerisi de buna dönük bir açılım.

 

Öcalan Çağrısı ve Türk Siyaseti

 

İktidar ve muhalefetiyle hâkim siyaset demokrasinin önünde engel olarak PKK’yi gösteriliyordu. Bütçenin yüzde 60 askeri harcamalar için ayrılırken demokratik pek çok hak PKK gerekçesiyle yasaklanıyordu. PKK ile yürütülen savaş milliyetçilik üzerinden siyasileştirilerek demokratik haklardan vazgeçilmişti. Avrupa Birliğine, Kopenhag kriterlerine, insan haklarına karşı mesafe konmuştu. 

 

Ülke içinde anayasal hukuk düzeni birle tartışılır duruma getirilmişti. ‘Tek adam rejimi’ olarak eleştirilen Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sisteminin bu savaşın merkezi olarak yürütülmesi için düşünülüp hayata geçirildiği yorumları bile yapıldı.

 

Kırk yıllık çatışmalı süreç Türkiye’nin sürekli derinleşen ekonomik krize girmesine neden oldu.

 

Artık bu çatışmalı sürecin sürdürülmesi hem ekonomik, hem de siyasi açıdan tıkanmıştı. Türk milliyetçisi ile ünlü Bahçeli'nin, Öcalan ile ilgili açıklaması tastamam bu tükenişin itirafı gibiydi. 

 

Öcalan’ın, PKK'nin kendini feshetmesini istemesi Türk siyasetine dönük bir girişim olarak okunmalıdır. Öcalan’ın çağrısı Türk siyasetine demokrasi temelinde bir açılım perspektifi sunuyor.

 

 

PKK'de Mart ayı içinde bir kongre toplayıp kendini fes edeceğini duyurdu. 

 

İktidar ve muhalefetiyle hâkim Türk siyaseti karşısında artık PKK diye bir örgüt olmayacak. Demokrasinin önünde engel gösterilen PKK olmayacak. Demokrasi mücadelesinde kimin samimi olup olmadığı önümüzdeki aylarda daha da netleşecektir. İktidarıyla ve muhalefetiyle Türk siyaseti demokratlaşacak mı, göreceğiz…

 

Ben Türk siyasetinin demokratikleşeceği yönünde bir iyimserlik içinde olduğumu söylemeden geçemeyeceğim. Önce Öcalan’a karşı kullanılan dil değişecek, ardından da katı milliyetçi tutumlar gevşeyecek ve yeni bir anayasa ile demokratikleşme sürecine adım atılacaktır. Süreç tam tersi işlerse Öcalan’ın öngörüsüne ben de katılırım: Her yer Gazze olur!

 

Son Söz Yerine

 

Son olarak Öcalan, artık Türk siyasetinde daha görünür bir figür olacaktır. Hem iç siyasette, hem de dış siyasette belirleyici konuma gelecektir.

 

Ortadoğu ve Suriye meselesi Türkiye açısından nedenli önemliyse Öcalan da Türkiye açısından o denli önemli bir siyasi figür olmayı koruyacaktır. Türkiye Ortadoğu’da bir beklentisi varsa yalnız kendi Kürtlerini değil bölgedeki Kürtleri kazanmak zorunda. Bunun için de Öcalan’a ihtiyacı var. Suriye’de, Irak’ta ve İran’da Öcalan’ın siyasi gücü görmezden gelinmeyecek kadar etkindir. 

 

Unutmayın ki, Öcalan yalnız PKK’nin feshini istedi. Suriye’de YPG, İran’da PJAK ve Irak’ta Tavgari AzadiÖcalan’ın sözünü geçirdiği örgütler, partilerdir.

 

Ortadoğu siyasi açıdan belirsiz bir durumdadır. 

 

Merkez ülkeler Ortadoğu üzerinde hesapları henüz bitmiş değil. Ortadoğu üzerinde belirleyici olmak isteniyorsa Öcalan'a dünden daha çok ihtiyaç var. Dolaysıyla Öcalan’a siyasi olarak daha çok alan açılmalıdır.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve duzcemeydan.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.