YENİ DÖNEM, ERDOĞAN VE AKP'Yİ KURTARABİLECEK Mİ!...   Seçim bitti, Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi,  ikinci kez halk tarafından onaylandı. Muhalefetin seçimi referanduma dönüştürmesi ise bu onayı daha da güçlendirdi. Çok açık ki seçim surecinde ekonomiden ziyade 'kimlik ve güvenlik' siyaseti belirleyici oldu. İktidarın meşru olmayan türlü çeşit manipülasyonuna muhalefetin de belli ölçülerde çanak tuttuğu söylenebilir. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ve göçmen karşıtı söylemleri örnek gösterilebilir.    ERDOĞAN VE AKP, SEÇİM SÜRECİNDE TEK MUHALEFETİN EKONOMİK KRİZ OLDUĞUNUN FARKINDAYDI   Erdoğan'ın yeni bakanlar kurulu listesi AKP'nin yeni dönemi ile ilgili bazı ipuçları veriyor. Kabine listesine yakından bakıldığında ilk çıkarılacak sonuç, seçim boyunca ekonomik krizin yarattığı toplumsal tepkiyi yatıştırmak oldu. 'Kimlikçi, milliyetçi ve güvenlikçi' propagandayla bunun gerçekleştiği söylenebilir.    Parlamento ve iki aşamalı başkanlık seçimlerinde Erdoğan'ın ekonominin yükünü çeken büyükşehirlerde muhalefetin gerisinde kalması yeni bakanlar kurulunun belirlenmesinde önemli bir dayanak olmuş gibi.    ERDOĞAN, İKTİDAR ORTAKLARINI DEĞİŞTİRİYOR MU    15 Temmuz darbe girişimin ardından kurulan siyasal birliktelik üst düzeyde sağlanmıştı. Soylu'nun İçişleri Bakanı, Hulusi Akar'ın Milli Savunma Bakanı olması, bu ittifakın siyasal bileşenlerini oluşturmuştu. Bahçeli de meclis aritmetiğinde bir destek idi. Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu AKP içinden biri olmasına karşın MHP'yi aratmayacak pozisyondaydı. Uzun süre iktidar icraatını bu siyasal bileşenler birledi.    Ancak ortaya çıkan ekonomik istikrarsızlık ve yıkımın siyasi bedeli AKP'ye kesildi. AKP'nin oyu yüzde 42'lerden yüzde % 35'e geriledi. Erdoğan'ın seçim kampanyasında ortaya koyduğu performans hem meclis çoğunluğunu, hem de başkanlığı almasını sağladı. Bu da Erdoğan ve AKP'ye iktidar ortakları karşısında güç sağladı. Dolaysıyla yeni bakanlar kurulunun belirlenmesinde Erdoğan ve AKP belirleyici oldu.    Yeni kabinede değişmeyen tek şey; Milli Güvenlik Bakanlığının, 15Temmuz başarısız darbe girişiminde belirleyici durumda olan askere verilmesi oldu. Askeri teamüller burada belirleyici oldu. Daha önce iç ve dış siyasete etkin durumda olan iktidar bileşenleri meclis içinde kalmaya razı gözükmekte. Sanırım söyle formülleştirmek mümkün; şimdiye değin iktidar içinde yapılan pazarlık meclise taşındı.  Yani Erdoğan ve AKP'nin bu yeni dönemde özerk siyaset yürüteceği anlamına geliyor.    KAYYIM ATAYANA KAYYIM ATARLAR    Erdoğan'ın ve AKP'nin, kendilerine oy kaybettiren eski ekonomi ve siyaset anlayışından çark etmiş durumda olduğunu söyleyebiliriz. Ancak bu dönüşün bağımsız öngörü ile inşa edilmiş bir siyaset olduğu kuşku götürür. AKP'nin çıkmazları yeni dönem siyasette belirleyici olmuştur. Enflasyon, bütçe açığı, işsizlik, göçmenlerin durumu, dış borç sarmalı gibi bir dizi sorun karşında yeni önlemleri zorunlu kıldı.    Erdoğan'ın eski ekonomi bakanı Mehmet Şimşek'in Maliye ve Hazine'nin başına getirilmesi tastamam bu süreci bize özetliyor. Uluslararası finans dünyasının, Londra'nın, yani Erdoğan'ın 'tefeci' dediği yapının sadık çalışanına ekonomiyi teslim etmesi bir tür 'kayyım' ataması olarak yorumlanabilir. İkinci bir 'Derviş' vakası denilebilir. Cumhurbaşkanı yardımcısının ekonomi kökenli oluşu da bu yeni yönelimin merkezi bir unsur olduğunu gösterir.    Önümüzdeki dönemde iç piyasasının derlenip, toparlanması, kontrollü bir ekonomi yönetimi 'kemer sıkma' yaptırımlarını peyderpey hayata getirilecektir. Varolan ve derinleşen iktisadi kriz finans odaklı uygulamalarla aşılmaya çalışacaktır.    Erdoğan ve AKP, yeni kabineyi oluşurken siyasi erimeyi durdurmaya öncelik tanımış gibi. AKP'nin merkez sağ siyasetindeki yerini korumak yeni dönemin amaçlarından. Bunda ne kadar başarılı olunacağıysa muhalefetin geliştireceği siyasi tutumla doğrudan orantılı.    YENİ DÖNEMDE MUHALEFETİN İŞİ ZOR    Meclis aritmetiği düşünüldüğünde muhalefetin mecliste gücü bir önceki meclise göre zayıf durumda. Hele 6'lı masayı oluşturan parti liderlerin meclis dışında kalmasıysa durumu çok daha zora soktu.    Daha önceki dönemde Erdoğan'ı önde görürken yeni dönemde AKP'li bakanlar daha belirleyici olacaktır. Bu şu anlama geliyor, yürütmeye damgasını AKP vuracaktır. Yani Cumhur İttifak’ında iktidarı belirleyici güç olmayacaktır. Meclis içinde destekle yetinilecektir. 'Millet İttifakı' da daha dağınık bir tablo sunacaktır. Erdoğan ve AKP bu yeni dönemde siyasi ortaklarından bağımsız bir hat izleyeceği açık.    Bütün bunlar yeni dönemde Erdoğan ve AKP'yi kurtarabilecek mi, belli değil. Ancak bu belirsizliği giderecek olan iktidarın kayyım bakanı Mehmet Şimşek ve muhalefetin durumu olacaktır. En önemli kırılma AKP'nin getireceği 'yeni sivil anayasa' karşısında alınacak tutum olacaktır.