Okulların bir kuralı olur. Bunlar, derse vaktinde gelmek, sınıfta yüksek sesle konuşmamak, dersi dinlemek, düzgünce sıraya girmek, çevreni temiz tutmak... gibi eğitim içerikli kurallardır. Bu gibi kurallar toplumun refah içinde, herkesin herkese saygılı olmasını inşa eden temel kurallar olduğunu da biliriz.
Bu temel kurallar ne zaman bozulur bilir misiniz? Her birey ufak ufak, "Ama O da, ama Bu da, ama Şu da..." diye başlar ve sonrasında da işin ustası olur, bir adım daha kişi sayısını çoğaltarak, sanki bir ordu kurmuşcasına, "Ama HERKES öyle yapıyor!" dediği anda, toplum bir kaosa girmiş demektir. Asıl suçlusu, elebaşısı "Herkes" kelimesinin içine saklı tutulmuştur artık!
"Herkes" demek, "Ben yasaları bilmem. Cahilim. Okusam da anlamam. O yüzden HERKES ne yaparsa ben de aynısını yapar geçerim." deme şeklinin kısaltımıdır.
Çoğu tahsilli, mürekkep yalamış kişilere göre ise, "Herkes" kelimesinin anlamı; "Ben işime geleni seçerim arkadaş! Herkesin yaptığı işime geliyorsa onu, yasaların belirlediği işime gelirse de onu seçerim." kafasındadır. Üstelik de bu seçimi yaparken, "Akıllı seçim yaptım." diye de kendisiyle övünür. Peşinden de tahsilli olmanın böyle bir havası ve ayrıcalığı olduğunu da hisseder.
"Ama O da..., ama Bu da... ama Şu da..." gibi cümleler, küçük yaşta öğrenilmeye ve hayat boyu tekerleme gibi dilden dile söylenmeye başlanır. Öğrencisini uyaran Öğretmenin öğrencisinden, " Ama Öğretmenim HERKES böyle yapıyor!.." şeklinde sıkca işittiği bir durumdur bu.
Bunlar o çocuklara küçük yaştayken birileri tarafından öğretilmiş cümlelerdir. Balkonundan aşağı kata doğru halısını, kilimini, örtüsünü çırpan annesinden öğrenmiştir. Yolda yürürken gofret kağıdını elinden düşürmüş, tam eğilip alırken," Pislendi o... Bırak yerde kalsın. " diyen annesinden, çekirdek çitletip kabuğunu yere atan ablasından veya teyzesinden öğrenmiştir. Yüksek sesle bağıra bağıra konuşmanın normal olduğunu, babasının annesiyle ve kendisiyle olan konuşma şeklinden ve tonundan öğrenmiştir.
Ve o şekildeki donanım ile okula başladığında, kendi arkadaşlarının ailerinden getirdiğini de o öğrendiklerine ekleyerek öğrenmiştir.. Böylece ortaya, suçlusu gizlenmiş veya hayali bir suçlu yaratılmış olan "Herkes" kelimesinin daha bir popoliterliği artmış, sorunların kısa yoldan halı altına atıldığı bir güç onaylanmıştır.
Günümüz teknolojisi ve bilişim çağında, "video, photoshop" gibi programlarla hayali suçlu kişiler, yalanlar, göz boyamalar üretilebiliyor, bunlar gerçekmiş gibi topluma yansıtılabiliyor ve "HERKES" de, "herkes öyle yapıyor" olduğundan elde ne din iman, ne de insanlıktan eser kalmış oluyor.
Kalitesi düşük çoğu reklamlar, diziler, belgeseller, haberler herkese "Çağ değişti. Artık HERKES böyle yapıyor. Böyle çalıyor çırpıyor, şöyle adam dövülüyor, böyle zengin olunuyor, böyle fakirleşiliyor..." gibi mesajlar veriliyor. Gençler, anne ve babasına " Artık HERKES böyle yapıyor, sizler geride kaldınız." diye onları küçümseyebiliyor.
"HERKESİN yaptığını yapmak", SORGULAMAYAN ya da düşünmeyen bir toplum yapısının özelliğidir. Oysa, laik bir düzende onaylanmış yasalara dahi mutlak uyulur ve sorgulanamaz diye bir durumu da yoktur.
HERKES öyle yapıyor..." demek, "Ben Kapitalizmin kölesiyim." demenin efendicesidir ve kapitalizmin en çok hoşlandığı, burnu uzayan kuklalarını parmağıyla oynatarak kendine inşa ettiği yalandan bir toplum yapısıdır.
Böylesi çoğunluğun içinde burnu kısa kalmış kuklalarsa, daima malzemesi eksik ve özürlü görüldüğünden kukla yerine bile koyulmaz, oynatılmazlar. Bu özel kişiler, kapitalizme burunlarını uzatmamış, bedeni içindeki sol yanına gizlediği fazladan malzemesiyle içindeki BEN olanını geliştirip HERKES olmaktan sıyrılabilmiş kişilerdir.
Böylesi özel kişilerin;
"Sadece o içlerindeki kendilerini ve beni değil, tüm evreni de içine alan o içlerindeki yeri saygıyla selamlarım."