Fotoğraf hayatın kendisidir.
Niçin fotoğraf çekeriz/çektiririz ?
Elimize alığımız, yada ekranlardan baktığımız fotoğraflar ne anılarla ne hikayelerle doludur dimi ? O anı yaşayan bizler öncesinde ve/veya sonrasın da yaşananları zihnimizde canlandırdığımız da uzun sohbetlerin de kapısını aralamış oluruz kimi zaman. Çünkü yaşantımıza tanıklık eden birer belgedir de aynı zaman da fotoğraf. Çocukluktan itibaren gerek günlük yaşantımızın için de gerekse önemli günlerimizde mutlaka bir fotoğrafçı vardır etrafımız da. Bu fotoğrafçı kimi zaman aileden biri, kimi zaman dost arkadaş, kimi zaman da profesyonel biridir. Yaşam boyu belgeleriz bir şekilde hayattan anlarımızı anılarımızı …
Bu manada fotoğrafı çeken kişi olmak bir sorumluluktur da aynı zaman da! İyi çıkmamışsa suçu makine de bulmak ta bazen kaçış yoludur. Yolda yürürken bir havuz başında, bir anıt önünde, bir parkta, yada herhangi bir yer de elimize bir kamera, bir cep telefonu tutuşturan olmuştur mutlaka. “Bizi fotoğrafımızı çekermisiniz?” in altına bir tedirginliğimizde olur ister istemez…
Sadece insan değildir tabiiki fotoğrafın konusu. Gözümüze güzel görünen, ilginç gelen, farklı olan her şeyi fotoğraflarız imkanlarımız ölçüsün de. Bu kimi zaman bir kedi, kimi zaman, bir yapı, bir araç ve vazgeçilmezimiz doğa ve manzara fotoğrafları… Bizde bunun için ine yollara düştük ve Maşukiye – Kartepe’ yi fotoğrafladık.
DFG Yine geziyor ve Fotoğraflıyor
Fotoğraf gönüllüsü olup ışığın peşinde bir gruptan bahsetmiştim önceki yazım da. Düzce Fotoğraf Gönüllüleri facebook grubu ve Düzce Aktif Fotoğraf Amatörleri Derneği. Aralık ayı gezi etkinliği olarak komşu il Sakarya’nın Maşukiye beldesin de ve akabinde Kartepe’yi fotoğrafladık. Kartepe’de fotoğrafçılar telesiyeje de binerek bu merkezi tepeden görme fırsatları da oldu. Biraz daha adrenalinisteyenler ise ben de dahil olmak üzere ATV lerle tabiata daldık. Tabi yılın ilk kar soğuğunu da ilikilerimize kadar htik. Kartepe maşukiyeden itibaren araçla 20 dk.lık bir tırmanma mesafesin de… Şehre çok yakın bir kayak merkezi. Önceki halini bilmiyorum, bir araştırma da yapmadım ama doğanın içinden gelmiş biri olarak gözlemlerim bana buranın turizme kazandırılması için özel bir çaba sarfedildiği hissinİ uyandırıyor. Gerek telesiyej hattının geçtiği yerler gerek otel bölgesinin bulunduğu yerler ve tabii kayak pistleri. Sanki özellikle işlenmiş ve turizme kazandırılmış havasın da. İyi yada kötü tartışması yapmayacağım dedim ya araştırmadım.
Bir Düzce’li olarak aklıma ilk gelen Kardüz yaylası oldu. Lise yıllarımdan bu yana yaylanın ismini kayak merkezi yapılacağı bahsiyle çok defa duydum. Gitmişliğimde var Ağustos ayında hala erimemiş kar öbeklerine rastlayabilirsiniz Kardüz yaylasın da. Bırakın Kartepe’yi Uludağa emsaldir diyebilirim. Henüz bu konuda bir çivi bile çakılmadığını hepimiz biliyoruz. Kartepeden dez avantaj olarak yolumuz çok iyi değil. Mevcut orman yolu uzun ve dik. Kabül. Fakat yaylamızın yapısı Kartepe gibi haftasonu kaçamaklarından ziyade kış sporlarına çok daha uygun diyebilirim. Erzurum da yapılan kış olimpiyatları burada niçin yapılmasın. Bunu yapmak için hiç ağaç kesmek te gerekmeyecek bir yapıda… Resmi makamların bu konu ile ilgili çalışmaları ne durumdadır bilemiyorum. Medyadan takip ettiğimiz kadarıyla çokta iç açıcı bir durum da değil. Onlar işlerini yapadursunlar biz STK’lara düşen Kardüz yaylamızı ve tabii yanında diğer tüm tarihi ve doğal güzelliklerimizi tanıtmak için elimizden geleni yapmaktır. Bu şehrin çocukları olarak bu şehre en iyi sahip çıkacak olan yine bizleriz.