FOTOĞRAF SANATTIR !
İcat olunduğundan bu yana tartışıla dursun ben son noktayı koyuyorum. Fotoğraf Sanattır Kardeşim… Böyle bir ukalalık yapmayacağım tabii ki ! Benim görüşlerim beni bağlar ve her zaman bir karşıt görüş mutlaka olacaktır ki bu da insan olmanın gereğidir…
Ne demiştik ? Fotoğraf Sanattır !
TDK sözlüğünde “Bir duygu, tasarı, güzellik vb. nin anlatımında kullanılan yöntemlerin tamamı veya bu anlatım sonucunda ortaya çıkan üstün yaratıcılık” şeklinde tanımlanır sanat. Özetle “Bilgiler ışığında, Etik olarak, Estetik Kaygıyla Ürün Verme Çabası” dersek te hata etmiş sayılmayız sanırım. “İyi de kim yaptığı işin çirkin olmasını ister ki ? “ sorusu akla gelebilir tabii ama bu soruya takılıp satırları heba etmeden konuya geçeyim.
3 yıldan fazla zamandır çeşitli gezilere (fotosafarilere) v.s. gidiyor, fotoğraflar çekiyor, geziyor, eğleniyor, hoşça vakit geçiriyoruz. Bazen daha yorgunluklarımızı dahi atmadan Facebook’ ta ki grubumuz da öyle fotoğraflar paylaşılıyor ki “Aynı yere gittiğimizden emin misiniz ?” sorularının sorulduğuna şahit oluyoruz. Demek oluyor ki fotoğrafçı kendi bakış açısını ortaya koymuş, koyabilmiş. Demek oluyor ki fotoğrafçı kendinden bir şeyler katabilmiş. Demek oluyor ki emek verilmiş. Demek ki estetik kaygıları tatmin etmiş ve bir eser ortaya çıkmıştır.
Eser de ortaya çıktığına göre bilgi de vardır. Ne kaldı geriye ? Etik. Fotoğraf ya da fotoğraf fikri, çekilen konu kısmen de olsa çalınmadıysa, konu için gerekiyorsa izinler alındıysa Etik olarak ta uygun mudur. Genel olarak evet !
Peki sanat eserinden beklenen başka ne vardı. Eser izleyicisine bir şeyler vermeli ( mi ? ) Bu aslın da başlı başına başka bir tartışmanın konusudur. Neydi o tartışma hatırlayalım. “Sanat halk için midir, Sanat sanat için midir ?” Bu tartışmayı da ehil insanlara bırakarak dönüyorum meselemize.
Fotoğraf sanattır ! Siz 60 kişilik bir fotoğrafçı grubu ile fotosafariye gidip herkesin tripod kurup çektiği bir kareyi sizde çektikten sonra bambaşka bir görüntü elde edebiliyorsanız, bunun adı sanat değil de nedir. İçinde yaşadığınız, her gün gelip geçtiğiniz şehrin herhangi bir sokağının herhangi bir köşesin deki taşı size türlü anlamlar yükleyerek kadrajlanmış bir şekilde sunan bu uğraş sanat değil midir ? Çoğu kez, kör – sağır - dilsiz kaldığımız ifadeleri, duyguları, düşünceleri, fikirleri, hüznü veya sevinci ve hatta keskin bir öfkeyi tek bir karede iliklerimize kadar htirecek, kanımızı donduracak eylemleri sunan bu eserler “Sanat” değil midir ?
Geçtiğimiz hafta bir fotoğraf sanatçısını Okan Yılmaz’ı konuk etti Düzce. Derneğimizin organizasyonu ile şehrimize gelen bu fotoğraf sanatçısı ile 2 dolu dolu gün geçirdik Fotoğraf adına. Edirne’de bulunduğu süre içinde çalıştığı bir projenin sunumlarını izledik birlikte Üniversite konferans salonun da ve de MMO seminer salonun da. Bir projeden bahsetti. Süpürgeciler. Daha düne kadar evlerimiz de kapıların arkasın da asılı duran süpürgeler unutulmak üzere. Bir meslek daha kaybolmak üzere. Okan beyinde arasında bulunduğu fotoğrafçı grubu bu süpürgecileri, süpürge otunun ekiminden itibaren takibe almışlar, yeri geldiğinde onlarla yatıp onlarla kalkmışlar ve fotoğraflamışlar. Hangi güdü ile yapıldı bu uğraş. Hangi bakış açısı ile bakıldı bu süpürge ustalarına. İzlediğimiz “Sarı-Siyah” fotoğraflar da çok şey gördük. Burada izlediklerimizle proses bitmiş midir. Süpürgecinin ayaklarının dibine yatarak yada yüksek bir yere çıkıp kuş bakışı fotoğraflarını çekmeyi düşünmek hangi güdüyledir? Geniş açılı lens ile çalışanın, soluğunun sıcaklığını hissedecek kadar yanaşmaktaki amaç nedir? Tabii ki sanatsal eser verme gayretlerinin çabasıdır ve üretilen fotoğraflar tamamen Sanat eseridir nokta.
Bu sanata ister amatör, ister hobi olarak, ister profesyonel olarak eserler verin sanat disiplini içinde ürettikleriniz SANAT eseridir.
Not: Bu yazı ilk defa 2012 yılında Düzce'nin Sesi gazetesinde yayımlanmıştır.