Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Sitenin sağında bir giydirme reklam

Sınav Nasıl Kazanılır? Ezberlemek mi? Öğrenmek mi?

Eğitim 14.04.2023 - 21:26, Güncelleme: 17.12.2024 - 06:53
 

Sınav Nasıl Kazanılır? Ezberlemek mi? Öğrenmek mi?

Eğitim Danışmanı Barış Balcı, sınav kazanmak için ezber yapmanın yeterli olmadığını, verimli çalışma için içsel motivasyonun da şart olduğunu ifade etti.
Eğitim Danışmanı Barış Balcı, başarılı olmak ve sınav kazanmak için ezber yapmanın yeterli olmadığını belirterek, doğru çalışma yöntemleriyle bilginin kalıcı hafızaya aktarılması gerektiğini söyledi. Balcı, verimli çalışma için içsel motivasyonun da şart olduğunu ifade etti. Eğitim Danışmanı Barış Balcı, başarı için önce öğrenmeyi öğrenmek gerektiğini söyledi. Birçok öğrencinin sınavlarda bildiğini hatırlamamaktan şikayet ettiğini kaydeden Balcı, bunun sebebinin yanlış çalışma yöntemleri olduğunu dile getirdi. Öğrenmeyi kalıcı hale getirmek için farklı teknikler olduğunu belirten Barış Balcı, doğru öğrenme için gereken koşulları ve yöntemleri şöyle sıraladı: İçsel Motivasyon Kişi önce ‘Neden öğrenmeliyim?’ diye kendine sorarak güçlü bir sebep bulmalı. Neden okuyorum? Neden okula gidiyorum? Neden bu sınava giriyorum? Neyi gerçekleştirmek istiyorum? Hayalim, tutkun olduğum şey ne? En iyi okul, en iyi öğretmen, en iyi kaynaklar olsa bile bazen en iyi sonuçlar ortaya çıkmayabiliyor. İçsel bir motivasyonunuzun olması şart. Kişiyi harekete geçiren güçlü nedenler varsa, kişi o hayale ulaşmayla ilgili aşamaları daha hızlı yerine getirebiliyor. Ona yönelik eylemlerde bulunuyor, çalışmalarını ona göre planlıyor. Beyin çalışma sürecini daha çok önemsiyor. Bu nedenle kişi sınav sonucunda kazanacağı okulu, elde edeceği kazanımları düşünerek sonuca odaklanmalı. Öğrenmeyi Sevmek Kişi öğrenme sürecini severek ve keyifle yaptığında zor gelmez. Eğer gönülsüz, istemeden yapıyorsa, en basit şey bile ona zor gelecektir. Bu nedenle öğrenmeyi sevgiyle mutlulukla ilişkilendirmek gerekiyor. Kaygıyla, zorunlulukla ilişkilendirdiğimizde isteksizliğe ve motivasyon eksikliğine yol açıyor. Okulda bazen güçlü olmadığımız alanlarda becerilerimizi geliştirmemiz, bazı konuları öğrenmemiz gerekebilir. Sayısalcılar tarih, felsefe gibi derslere karşı, sözelciler ise matematiğe karşı isteksiz olabiliyor. Oysa öğrenmenin kendisi güzel. Önce öğrenmeyi sevmemiz gerekiyor. Zihnimizi zorlayan bir durum var ve biz onu aşmayla ilgi bir çaba içindeyiz. Bu bizim gelişimimize katkı sağlıyor. Doğuştan bazı yeteneklere sahibiz ve bunları geliştirebiliriz. Problem çözme becerisini geliştiren bir öğrenci, ilerleyen süreçte iş hayatında karşılaştığı bir problemi çözerken de bu mekanizmayı kullanıyor. Ezberlemek mi? Öğrenmek mi? Bazen ezber yapmak işe yarayabiliyor. Bir vizeye, bir finale girmeden önce o bilgiyi çok yoğun tekrar ederseniz, ezberlerseniz o sınavda geçer not alabilirsiniz. Ama konuların fazla olduğu üniversite ve liselere geçiş sınavlarına hazırlıkta her şeyi ezberleyemezsiniz. Konuları ezberlemek değil öğrenmek gerekiyor. Bilgiyi geri çağırabilmek, onu ancak kalıcı hafızaya kaydettiğinizde mümkün oluyor. Sahip olduğumuz algı kanallarını daha aktif kullanmamız gerekiyor. Bir öğrenme etkinliği sırasında çoklu algı kanalı kullanıldığında bilginin kalıcılığı artmış oluyor. Bir bilgiyi öğrenirken okuyabilirsiniz, yazabilirsiniz, dinleyebilirsiniz, onunla ilgili tartışmalara katılabilirsiniz, birine anlatabilirsiniz, o bilgiyle ilgili mental zihinsel bazı kurgular oluşturabilirsiniz. O bilgiyle ilgili deneyim elde etmek, uygulama yapmak çok daha etkili öğrenmeyi sağlıyor. Yazarak çalışmak okumaya oranla 10 kat daha etkili. Tekrarlar da bilginin kalıcılığını artırıyor. Zihin haritaları Bilgiyi kalıcı hafızaya kaydetmek için kavram haritaları, zihin haritaları denilen bazı teknik ve metotlar var. Çalışırken beyin hücresine, nörona ağlarına benzer bir yapıyla not alındığında beyin oradaki veriyi datayı daha iyi kavrıyor. Ana başlık ve alt başlıklarda hatırlatıcı kelimeler, küçük resimler, şekiller, sembollerle ilişkilendirilerek bilgi hafızaya aktarılabiliyor. Bu teknikleri bilmesek bile yazarak not tutarken renkli kalemler kullanmak, bazen hatırlatıcı şekiller semboller oluşturmak bilgiyi daha uzun süreli kaydetmemizi sağlayacaktır. O bilgiyle ilgili zihinsel bir kurgu oluşturduğumuzda, zihinsel bir fotoğraf, bir video oluşturduğumuzda beynimiz onu daha uzun süre saklayacaktır. Programlı Çalışma Sınava hazırlanan öğrencinin bir çalışma takvimi ve günlük programı olmalı ve ona uymalı. Eksikleri, güçlü ve zayıf yönlerimizi görebilmemiz için haftalık deneme sınavları yapılmalı. Kişi bir günde tek bir ders çalışmamalı. Uzun süre aynı derse çalışmak sıkılmaya sebep verebiliyor. Günde minimum 2-3 ders, en fazla da 5-6 ders çalışılabilir. Ayrıca gün içerisinde sayısal sözel dengesi oluşturulmalı. En çok zorlanılan ders sabah saatlerine alınmalı. Diğer derslerden sonraya bırakılırsa kişinin ona enerjisi kalmayabilir. Yatış-kalkış saatleri, yemek saatleri de belirlenmiş olmalı. Yemeklerden sonra zihin çok iyi yoğunlaşamayabilir bu nedenle yemekten en az 30-40 dakika geçtikten sonra çalışmaya başlamalı. Çalışma Masasının Konumu Çalışma masa sandalyesi duvara dönük olmalı. Görüş alanının dar olması dikkat odaklanma açısından olumlu. Çalışırken masa lambası ve şapka kullanılmasını öneriyorum. Işığın sağ ya da sol arkadan çapraz geliyor olması ideal olur. Karşıdan gelen ışık gözleri çok yorar. Sınıftaysak her 20-30 dakikada uzaklara bakmalıyız. Teneffüslerde öğle aralarında dışarıda dolaşmak da gözleri dinlendirir. Aynı şekilde bireysel olarak çalışırken de bir iki nefes egzersizi eşliğinde gözlerimizi dinlendirmeliyiz. Ders Çalışırken Müzik Dinlemek Ders çalışırken müzik dinlemek doğru değil. Ders çalışırken ders çalışmaya, müzik dinlerken müzik dinlemeye, yemek yerken yemek yemeye odaklanmamız gerekiyor. Uyumadan Önce Tekrar Etme Molalar da çok önemli. Molayı boşa giden bir zaman olarak düşünmeyin. Moladan hemen önce öğrendiklerimiz geçici-kısa süreli hafızamıza kaydediliyor. Molada dışarı çıkmak, gözleri dinlendirmek, uzaklara bakmak, eli-yüzü yıkamak kısa süreli hafızadaki bilgiyi uzun süreli hafızaya aktarıyor. Yatmadan önce o gün öğrenilen bilgiler gözden geçirilirse, bu kez uzun süreli hafızadaki bilgiler kalıcı hafızaya aktarılıyor. Sınıfta Dinleyerek Öğrenme Dinleme, okulda en çok kullanılan öğrenme yöntemi. Dinlerken etkili öğrenmenin sağlanabilmesi için kişi dikkatini konuşan kişiye vermeli. Dinleme sırasında konuşmacıyla etkileşimde bulunmak, soru sormak, konuşmayla ilgili küçük notlar almak bilgiyi daha iyi öğrenmemize katkı sağlıyor. Zihinde bir soru işareti oluştuğunda mutlaka sormamız gerekiyor. Sanatsal ve sportif faaliyetler Haftada birkaç saatinizi sanatsal ya da sportif faaliyete ayırmanızı öneriyorum. Kedi köpekle uğraşmak, resim çizmek, folklor, satranç oynamak, sevdiğiniz, sizi rahatlatacak her türlü aktivite olabilir. Kişi arada bir kendisine iyi gelecek ve onu yaptığında keyif alacağı aktivitelere zaman ayırmalı.
Eğitim Danışmanı Barış Balcı, sınav kazanmak için ezber yapmanın yeterli olmadığını, verimli çalışma için içsel motivasyonun da şart olduğunu ifade etti.


Eğitim Danışmanı Barış Balcı, başarılı olmak ve sınav kazanmak için ezber yapmanın yeterli
olmadığını belirterek, doğru çalışma yöntemleriyle bilginin kalıcı hafızaya aktarılması
gerektiğini söyledi. Balcı, verimli çalışma için içsel motivasyonun da şart olduğunu ifade
etti.
Eğitim Danışmanı Barış Balcı, başarı için önce öğrenmeyi öğrenmek gerektiğini söyledi. Birçok
öğrencinin sınavlarda bildiğini hatırlamamaktan şikayet ettiğini kaydeden Balcı, bunun sebebinin
yanlış çalışma yöntemleri olduğunu dile getirdi.
Öğrenmeyi kalıcı hale getirmek için farklı teknikler olduğunu belirten Barış Balcı, doğru öğrenme için
gereken koşulları ve yöntemleri şöyle sıraladı:

İçsel Motivasyon

Kişi önce ‘Neden öğrenmeliyim?’ diye kendine sorarak güçlü bir sebep bulmalı. Neden okuyorum?
Neden okula gidiyorum? Neden bu sınava giriyorum? Neyi gerçekleştirmek istiyorum? Hayalim,
tutkun olduğum şey ne? En iyi okul, en iyi öğretmen, en iyi kaynaklar olsa bile bazen en iyi sonuçlar
ortaya çıkmayabiliyor. İçsel bir motivasyonunuzun olması şart.
Kişiyi harekete geçiren güçlü nedenler varsa, kişi o hayale ulaşmayla ilgili aşamaları daha hızlı yerine
getirebiliyor. Ona yönelik eylemlerde bulunuyor, çalışmalarını ona göre planlıyor. Beyin çalışma
sürecini daha çok önemsiyor. Bu nedenle kişi sınav sonucunda kazanacağı okulu, elde edeceği
kazanımları düşünerek sonuca odaklanmalı.

Öğrenmeyi Sevmek

Kişi öğrenme sürecini severek ve keyifle yaptığında zor gelmez. Eğer gönülsüz, istemeden yapıyorsa,
en basit şey bile ona zor gelecektir. Bu nedenle öğrenmeyi sevgiyle mutlulukla ilişkilendirmek
gerekiyor. Kaygıyla, zorunlulukla ilişkilendirdiğimizde isteksizliğe ve motivasyon eksikliğine yol açıyor.
Okulda bazen güçlü olmadığımız alanlarda becerilerimizi geliştirmemiz, bazı konuları öğrenmemiz
gerekebilir. Sayısalcılar tarih, felsefe gibi derslere karşı, sözelciler ise matematiğe karşı isteksiz
olabiliyor. Oysa öğrenmenin kendisi güzel. Önce öğrenmeyi sevmemiz gerekiyor. Zihnimizi zorlayan
bir durum var ve biz onu aşmayla ilgi bir çaba içindeyiz. Bu bizim gelişimimize katkı sağlıyor. Doğuştan
bazı yeteneklere sahibiz ve bunları geliştirebiliriz. Problem çözme becerisini geliştiren bir öğrenci,
ilerleyen süreçte iş hayatında karşılaştığı bir problemi çözerken de bu mekanizmayı kullanıyor.

Ezberlemek mi? Öğrenmek mi?

Bazen ezber yapmak işe yarayabiliyor. Bir vizeye, bir finale girmeden önce o bilgiyi çok yoğun tekrar
ederseniz, ezberlerseniz o sınavda geçer not alabilirsiniz. Ama konuların fazla olduğu üniversite ve
liselere geçiş sınavlarına hazırlıkta her şeyi ezberleyemezsiniz. Konuları ezberlemek değil öğrenmek
gerekiyor. Bilgiyi geri çağırabilmek, onu ancak kalıcı hafızaya kaydettiğinizde mümkün oluyor.

Sahip olduğumuz algı kanallarını daha aktif kullanmamız gerekiyor. Bir öğrenme etkinliği sırasında
çoklu algı kanalı kullanıldığında bilginin kalıcılığı artmış oluyor. Bir bilgiyi öğrenirken okuyabilirsiniz,
yazabilirsiniz, dinleyebilirsiniz, onunla ilgili tartışmalara katılabilirsiniz, birine anlatabilirsiniz, o bilgiyle
ilgili mental zihinsel bazı kurgular oluşturabilirsiniz. O bilgiyle ilgili deneyim elde etmek, uygulama
yapmak çok daha etkili öğrenmeyi sağlıyor. Yazarak çalışmak okumaya oranla 10 kat daha etkili.
Tekrarlar da bilginin kalıcılığını artırıyor.

Zihin haritaları

Bilgiyi kalıcı hafızaya kaydetmek için kavram haritaları, zihin haritaları denilen bazı teknik ve metotlar
var. Çalışırken beyin hücresine, nörona ağlarına benzer bir yapıyla not alındığında beyin oradaki veriyi
datayı daha iyi kavrıyor. Ana başlık ve alt başlıklarda hatırlatıcı kelimeler, küçük resimler, şekiller,
sembollerle ilişkilendirilerek bilgi hafızaya aktarılabiliyor. Bu teknikleri bilmesek bile yazarak not
tutarken renkli kalemler kullanmak, bazen hatırlatıcı şekiller semboller oluşturmak bilgiyi daha uzun
süreli kaydetmemizi sağlayacaktır. O bilgiyle ilgili zihinsel bir kurgu oluşturduğumuzda, zihinsel bir
fotoğraf, bir video oluşturduğumuzda beynimiz onu daha uzun süre saklayacaktır.

Programlı Çalışma

Sınava hazırlanan öğrencinin bir çalışma takvimi ve günlük programı olmalı ve ona uymalı. Eksikleri,
güçlü ve zayıf yönlerimizi görebilmemiz için haftalık deneme sınavları yapılmalı.
Kişi bir günde tek bir ders çalışmamalı. Uzun süre aynı derse çalışmak sıkılmaya sebep verebiliyor.
Günde minimum 2-3 ders, en fazla da 5-6 ders çalışılabilir. Ayrıca gün içerisinde sayısal sözel dengesi
oluşturulmalı. En çok zorlanılan ders sabah saatlerine alınmalı. Diğer derslerden sonraya bırakılırsa
kişinin ona enerjisi kalmayabilir. Yatış-kalkış saatleri, yemek saatleri de belirlenmiş olmalı.
Yemeklerden sonra zihin çok iyi yoğunlaşamayabilir bu nedenle yemekten en az 30-40 dakika
geçtikten sonra çalışmaya başlamalı.

Çalışma Masasının Konumu

Çalışma masa sandalyesi duvara dönük olmalı. Görüş alanının dar olması dikkat odaklanma açısından
olumlu. Çalışırken masa lambası ve şapka kullanılmasını öneriyorum. Işığın sağ ya da sol arkadan
çapraz geliyor olması ideal olur. Karşıdan gelen ışık gözleri çok yorar. Sınıftaysak her 20-30 dakikada
uzaklara bakmalıyız. Teneffüslerde öğle aralarında dışarıda dolaşmak da gözleri dinlendirir. Aynı
şekilde bireysel olarak çalışırken de bir iki nefes egzersizi eşliğinde gözlerimizi dinlendirmeliyiz.

Ders Çalışırken Müzik Dinlemek

Ders çalışırken müzik dinlemek doğru değil. Ders çalışırken ders çalışmaya, müzik dinlerken müzik
dinlemeye, yemek yerken yemek yemeye odaklanmamız gerekiyor.

Uyumadan Önce Tekrar Etme

Molalar da çok önemli. Molayı boşa giden bir zaman olarak düşünmeyin. Moladan hemen önce
öğrendiklerimiz geçici-kısa süreli hafızamıza kaydediliyor. Molada dışarı çıkmak, gözleri dinlendirmek,
uzaklara bakmak, eli-yüzü yıkamak kısa süreli hafızadaki bilgiyi uzun süreli hafızaya aktarıyor.
Yatmadan önce o gün öğrenilen bilgiler gözden geçirilirse, bu kez uzun süreli hafızadaki bilgiler kalıcı
hafızaya aktarılıyor.

Sınıfta Dinleyerek Öğrenme

Dinleme, okulda en çok kullanılan öğrenme yöntemi. Dinlerken etkili öğrenmenin sağlanabilmesi için
kişi dikkatini konuşan kişiye vermeli. Dinleme sırasında konuşmacıyla etkileşimde bulunmak, soru
sormak, konuşmayla ilgili küçük notlar almak bilgiyi daha iyi öğrenmemize katkı sağlıyor. Zihinde bir
soru işareti oluştuğunda mutlaka sormamız gerekiyor.
Sanatsal ve sportif faaliyetler
Haftada birkaç saatinizi sanatsal ya da sportif faaliyete ayırmanızı öneriyorum. Kedi köpekle
uğraşmak, resim çizmek, folklor, satranç oynamak, sevdiğiniz, sizi rahatlatacak her türlü aktivite
olabilir. Kişi arada bir kendisine iyi gelecek ve onu yaptığında keyif alacağı aktivitelere zaman ayırmalı.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve duzcemeydan.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.